Wednesday, January 14, 2015

III. Trimester' a Baslarken...



Evet, ay sonuydu yil sonuydu derken yogunlugumuz bi nebze azaldi. Itiraf edeyim zaman zaman da yazmak istemedim. Ruh halim pek uygun degildi. Baslasam yazmaya aslinda istedigimi fark edecegimi de biliyodum ya, neyse :-)) Tembellik, biraz da simariklik yaptim. Baska bloglari okumakla gecirdim vaktimi.

Baslikta belirttigim uzere kismetse bu Nisan'da ailemize bir erkek daha katilacak. Insallah hayirli zamanda, saglikla bize 'merhaba' der. Bugun itibariyle 28. haftaya baslamis bulunuyoruz. Hersey yolunda simdilik. Test sonuclari normal cikiyor cok sukur. Bebisimin de keyfi yerindedir diye dusunuyorum. Ilk zamanlar Kayra kadar hareketli bir bebek olmayacak galiba dediysem de buyuyup kuvvetlendikce jimnastik hareketleri artti bu bizdigin. Elbette ki ilk hamilelik olmadigi icin bebek hareketlerini cok daha erken hissetmeye basliyorsunuz, bizzat yasadim bunu. Surekli ilkiyle kiyaslama yapsam da hamileligim bazi yonleriyle cok benzer bazi yonleriyle de tamamen farkli geciyor.Benim simdiden kocaman bir gobegim oldu. Bu kismi ayni maalesef. Yine epey bi kilo alacagim gibi gorunuyor. Cok asiri titiz davranmiyorum ama yedigime dikkat de ediyorum. Etmemek elde degil tabi. Cok cabuk acikiyorum maalesef:(( Sicaklik sifirin altinda gezdiginden bu aralar oglen yuruyuslerim de aksadi. Havalar musait oldugunca (sifir derece ama dondurmuyorsa, yagmur veya kar yagmiyorsa) yarim saat de olsa yurumeye calisiyorum. Insallah bahara dogru hergun yapabilirim, son donemlerde yuruyus cok tavsiye ediliyor malum dogum sureci icin.

Hareket olarak zaten ilgilenmem gereken 3 yasinda biri oldugu icin gun icinde cok duragan bir halde degilim. Oyle ki zaman zaman ogle uykusuna yatmasini iple cekiyorum cunku ben de biraz uzanip dinlenebiliyorum bu surede. Meger ilk hamilelik ne kadar rahatmis:((( Sadece bu acidan dusununce yani. Is yerinde cok yogun calisiyodum o zamanlar, eve gelince yemek yiyip sonra hemen uzaniyodum. Simdi eskisi kadar yogun calismasam da sabahtan aksama calismak, eve gidip yemek hazirlamak ( bu sure Kayra'nin kresten gelisi oldugu icin resmen kendimi yarismada falan hissediyorum. O gelmeden yemekler pismis ve mumkunse masa hazirlanmis olursa ne ala, buyuk odul sizin. ), bulasiklari halledip cocugunla artik ne kadar vakit kaldiysa vakit gecirmek beni zorluyor dogrusu. Aman bu da bisey mi diye dusunebilirsiniz. Hakli da olabilirsiniz. Sikayetci degilim elbette. Sadece fiziken ve fikren yoruluyorum. Bu ara teknolojik aletlerin hicbirini kullandirmiyoruz bizim ufakliga dolayisiyla en ufak bir bosluk bulsa "ben bi saat ipad izlicem, ben mcqueen izlicem, telefonda sadece Kayra izlicem (kendi videolarini) " diyebiliyor. Onun yerine oyuncaklariyla oynama, puzzle yapma, birlikte mutfakta biseyler yapma vs. akliniza gelecek her turlu aktiviteyi yapmaya calisiyoruz. Hem gun boyu ozledigimiz icin birbirimizle vakit gecirmis oluyoruz hem de kardesten once tek cocukluk luksunu biraz daha yasasin istiyorum. Vicdanimizi rahatlatmaya calisiyoruz bi nevi... Butun bunlar olurken evin beyi nerede diye dusunenlere sunu soylemek isterim, doktora yapmak hele bi de Amerika'da hic de kolay bisey degilmis azizim. Esimin onumuzdeki birkac daha yogunlugu devam edecek gibi gorunuyor. Mumkun oldugunca bize katilmaya calissa da veya ev islerinde yardim etmeye calissa da mesaisi 8-5 olmuyor maalesef. Insallah bebis gelmeden biraz daha rahatlar.

Hakkini da yemeyelim esimin, gerektiginde bana aksam aksam su boregi bile yapabiliyor. Yillar sonra eger unutursam diye buraya yazmak istedim sevgili okuyucu. Maksat ozendirmek veya hava atmak degil, okuduktan sonra lutfen masallah diyelim. Gecen ay ortasiydi sanirim, birden aklima su boregi geldi. Peynirli su boregi ve yaninda cay gozumun onunde belirdi ve hic aklimdan cikmadi gun boyu. Belki gecer diye dusundum zira bu halde pek cok yemek blogunu okuyup resimlerine sulanip sonra unutabiliyorum. Ama bu farkliydi. Ertesi gun de hala canim cektigi icin burada Turk urunleri satan markete gittim is cikisi. Maalesef su boregi kalmamisti. Uzgun bir sekilde eve dondum. Bir sonraki sabah online siparis vermek icin siteleri karsilastirdim, en kisa surede teslim edebilecekleri belirlemek icin. Siparisimi verdikten sonra kucuk bir ayrintiyi kacirdigimi fark ettim, Carsamba'dan sonraki siparisler hafta sonuna gelebileceginden bir sonraki Pazartesi isleme alinir diye yaziyodu. Tabi ben kahroldum. Persembe sabahi siparis vermistim cunku. Uzgun, caresiz, tum hormanlarin etkisiyle maglup olmus bir durumda eve gittim ve esime agladim agladim agladim. O da yapariz birlikte dedi, siparisin gelinceye kadar idare eder seni dedi. Ama ben daha once makarna yapmaya calismis biri olarak ben o yufkalari acamam ki, cok sert bi hamur oluyor dedim. Sen Kayra'yi uyuturken ben acarim dedi, beni yureklendirdi.

Bizim oralarda su boregi cok bilinmezdi, malum Ege'de borek olarak sac boregi - gozleme yenir bol otlu ve cokelekli. Ben cok cok sonra tanistim su boregiyle Istanbul'da. Kayinvalidem de guzel yapar masallah ama biz gittigimizde vakit kaybetmeyelim diye yapilmis dondurulmus oluyo.Biz de isitip afiyetle yiyoruz. Sozun ozu aklimizda belli bir tarif de yok. Evde hepi topu 5 tane yumurta kalmis. Biraz ordan burdan arastirdik ve soyle bir tarif olusturduk esimle;

- 5 yumurta
- 1 tatli kasigi tuz
- 2 cup + 2 kasik kadar un
- 1 cup beyaz peynir
- 1 cup dogranmis maydonoz
- 1 stick ( yalkasik 115 gr) tereyag
- kaynar su ve soguk su

Hamurunu sadece yumurta ile 15 dakika kadar mikserde yogurduk, bir 15 dakika da esim eliyle yogurdu ki ozlessin iyice. Sonra yarim saat dinlendirdik. Biz 10 adet beze yapip onlari actik ( tamam ben isin o kisminda cok bisey yapmadim, gittim cocugu uyuttum) Kendine guvenen varsa bu hamurdan 12-14 yufka da yapabilir. Tepsi buyuklugunde acilan yufkalari bezin arasinda tuttuk ta ki son yufkayi acana kadar. Kaynayan yaklasik 1 lt suya biraz tuz attik ve altini en kisik ateste biraktik boylelikle isiyi sabitledik. Once sicak suya birakip 5'e kadar sayiyoruz sonra soguk suya daldirip cikariyoruz ve yaglanmis tepsiye tek tek yufkalarimizi diziyoruz. Uzerlerine eritilmis tereyagini firca ile suruyoruz.Ara katina peynir ve maydonoz ikilisini serpistirip isleme devam ediyoruz. 5.yufkadan sonra soguk suyu yeniledik hem ilimisti hem de biraz unlanmisti. Bizim tepsinin capi yaklasik 30-32 cm civariydi. En ustteki yufkaya kalan tereyaginin hepsini surup 410F te isitilmis firinda ustu kizarincaya kadar pisiriyoruz. Ocakta  pisirmeye cesaret edemedim, yanma riski vardi ve ben buna dayanamazdim.
Neyse efendim boregimiz piserken bi yandan da cayimizi demledim ve gece yarisi da olsa (saat 12.30 a.m. di) bir bardak cay ve pisen bikac dilim su boregini yiyip oyle yatiyoruz. Yaa iste sevgili okur ilk kez biseyi aserdim galiba ben. Ilk hamileligimde bu derece yeme istegi uyandiran bisey olmamisti. Pizza ve dondurma gibi basit ve kolay seylerdi ama yemeyince hungur hungur aglatmiyodu.

Sonraki gun yine Turk urunleri satan markete ugradigimizda gordum ku yeni urunler raflarda yerini almis ve su boregi de orda bana goz kirpiyor :-) Kismet iste! Bir sonraki gun yani Cumartesi gunu de benim taaa hafta ortasi bekledigim siparisim geldi... Elbette onlardan da yedim ama bizimkinin tadi daha bi baskaydi, el emegi goz nuru, hem de bi baskasi yapinca daha mi lezzetli oluyor ne ;-)) Ben basindan sonuna kadar yamak gorevindeydim.

Oyle iste, epeydir yazmayinca uzunce bir yazi oldu. Sabredip okudugun icin tesekkur ederim.
Denemek istersen de afiyet olsun!
Biraz gec olsa da sonunda fotografini ekleyebildim ;-)