Monday, December 14, 2015

Elmali kurabiye veya turta hangisini isterseniz



Bir tarifim var size inanmayacaksiniz ama :) Aslinda resimlerini cok onceden cekmistim ama firsatim olmamisti, malum havalar sogudu (burda henuz bahar havasi yasasak da Aralik ayindayiz neticede degil mi) cayin yaninda cok guzel giden bir tarif.


Esinlendigim siteler olmustur mutlaka ama ben uzun suredir bunu kafamdan yapiyorum ve birebir herhangi bir tarifi uygulamadigim icin bana ait diye yaziyorum gururla ;-)


Vaktiniz varsa kurabiye seklinde yapabilirsiniz yoksa turtaya cevirirsiniz efendim.

Malzemeler;

3 adet elma (ben yesil elmanin tadini daha cok seviyorum,onu kullanirim genelde)

1 tatli kasigi kadar tarcin
yarim su bardagi biraz iri cekilmis ceviz ( daha az veya daha cok olabilir zevkinize gore)
3 yemek kasigi seker

Hamuru icin;


1 yumurta
1 stick tereyagi oda sicakliginda
1/2 cay bardagi sivi yag
3 yemek kasigi yogurt
3 yemek kasigi pudra sekeri
kabartma tozu
3 cup kadar un

Uzerine en son serpmek icin biraz daha pudra sekeri.

Ic malzemeyi once rendelenmis elma ve sekeri biraz tavada pisirip tarcinini ve cevizini ekleyip sogumaya birakiyoruz.
Baska bir kapta hamuru tum malzemeleri koyarak guzelce yoguruyoruz. Cok vaktinizi almaz, hemen toparlanan bir hamur. Yumusak ve ele yapismayan bir hamur. Un belki bir iki kasik fazla/eksik olabilir yumurtanin buyuklugune gore veya sivi miktarini biraz farkli tuttuysaniz eger. Hamurun ucte birini strec filme sarip buzlukta 15-20 dk bekletiyoruz ki biraz sogusun. Rendelenebilsin diye. Onu yapacak da vakit yoksa o kismi merdaneyle acip pizza kesecegi yardimiyla seritlere kesip uzerini onlarla kapatabilirsiniz. Yaglanmis 30cm capindaki tepsiye ucte ikilik kismi yayiyoruz. kenarlari biraz daha yuksek birakiyoruz. Catalin ucuyla delikler aciyoruz ki ici hamur kalmasin. Uzerine hazirladigimiz harci koyup duzluyoruz. Buzluktan aldigimiz hamuru rendeleyip uzerini kapatiyoruz veya yukarida yazdigim sekilde yapiyoruz. Kurabiye icin de ne sekilde hosunuza gidiyorsa oyle sekil verip tepsiye diziyoruz. 350F de cok hafif kizarincaya kadar pisiriyoruz. Ben firini isitmadan tepsiyi yerlestiriyorum ve toplam pisme duresi 25 dakika civari.
Soguduktan sonra bir tatli kasigi kadar pudra sekerini suzgec yardimiyla turtaya veya kurabiyelere serpistiriyoruz.

Denemek isteyene afiyet olsun.

Bizden haberler derseniz evin en kucugu sekiz aylik oldu bile. 10 gun once alttan disi merhaba dedi,caydanligi dislerken ses cikardigi icin anne anlayip kesfetti ilk olarak ( dort aylikken bizim dis sandigimiz dis etinde bayazlikmis) Bu sahici dis hizla buyup kendini gosteriyor artik. Bir de emekleme calismalari tam gaz surmekte. Kendine gore cok komik bir stili var suan, istedigi seye bir sekilde ulasabiliyor kuzucuk. Minik abi ise neden sorulariyla ilgilenmekte ve annenin zaman zaman sinirlarini zorlamakta. Her zaman herseyi bilemem. Yanlis bilgi de vermek istemiyorum ama onun anlayacagi sozcuklerle anlatabilmek zor olabiliyor dogrusu. Diger bireyler ise gunluk rutinlerine devam etmekte.Bizden bu kadar.

PS: Tarifi iki misli hazirlayip dikdortgen borcamda da yapabilirsiniz.

Wednesday, November 4, 2015

Ilk Sozcukler


Benim ikinci minik kuzum yedi aylik oldu bile.
Cok cabuk geciyor zaman, hergun biraz daha buyuyor sanki.
Su halinde kalmasini istiyorum aslinda kuzumun. Oturup oyuncaklariyla oynayabiliyor. Heleki yanindaysaniz veya abisi yanindaysa epeyce oyalanabiliyor boylece. Bu da bana is yapma imkani sagliyor. Ufaktan kopru kurma calismalari da var. Yanlislikla kopru kurmussa birkac saniye kalip gobusunun ustune dusuyor, kaldigi yerden oynamaya devam ediyor.

Keyfi yerindeyse sesler cikarip konusmaya calisiyor kuzum. Bence ilk sozcugu    "bebbee" esime gore baba demeye calisiyormus. Uzerine aliniyor hemen.

Keyifsiz gunlerden siyrilmak gerek degil mi hayat devam ediyor. Saglikla aldigimiz her nefese sukredip herseyin takdir-i ilahi oldugunu unutmamak gerek.
Kactim ben, kapanis raporlarim henuz bitmedi.



                                         Corap cikarma konusunda cok usta oldugunu soylemis miydim:-)

Thursday, October 8, 2015

Ogluma Mektuplar - 4


 

Kayram… Egem… Gozumde hem buyuyen hem de her zaman kucuk kalacak ilk goz agrim.

Bak yine bir yil gecti ve sen bir yas daha buyudun guzel oglum.Nasil oldu hangi ara oldu bu dort yil bilmem ki. Bugun beynimin bi tarafi hep dort yil oncesini yasiyor. Gozumun onune hastanede yasadiklarimiz sana kavusmamiz geliyor.

Biraz zor bir yil oldu hepimiz icin kabul etmemiz gerek. Bence sen gectigimiz yili gayet basarili atlattin. Anne de, baba da, hatta sen de cok cok stresli gunler yasadi. Belki bizim stresimizi sana yansitmamamiz gerekirdi. Ama ayni cati altindayken bu mumkun olamiyor guzel yavrum. Bunun icin senden kendi adima cok ozur diliyorum.

Hayatimizda cok buyuk degisiklik oldu alti ay once. Zaman zaman kardes fikrinin senin icin iyi olmadigini dusunmedim desem yalan olur. Ama hep bir arkadasimin sozunu hatirladim sonra. Sana yapacagimiz en buyuk kotuluk seni kardessiz birakmak olurdu. Insallah sen de kardesin de birbirinizi sevip koruyup kollarsiniz. Hatta birbirinizin en iyi arkadasi olursunuz. Simdilik Eymen Efe seni hayranlikla izliyor. Sen de bazen icinden gelerek bazen de sirf dikkat cekmek icin onunla konusup oynuyorsun. Biraz daha buyusun bence cok keyifli vakit gecireceksiniz kardesinle. Abi olmak hic de kolay degil biliyorum, ancak sen bunun ustesinden gelirsin eminim ki…

Bazen icine kapanip dunyana hic kimseyi kabul etmiyorsun ya o zaman ben eriyorum guzel oglum. Sonra diyorum kendi kendime gececek, bu gunler de gececek. Birbirimizle her konuyu konusabilmeliyiz, kirildigimizi, uzuldugumuzu anlatabilmeliyiz kuzum. Bazen sadece sarilmak istiyorsun bana. Sen cok duyarli bir cocuksun bunun farkindayim. Elimden geldigince ben hep senin yaninda olacagim.

Son bir yilda hayatimiza pek cok karakter de girdi. Bazen evimize misafir oldular bazen de habersiz geldiler. (monster, snow man, Woody, Bullseye, batman,captain America vs.) Her ne kadar cizgi film izlemeyi sevsen de baban ve sevdiklerinle futbol oynamaya bayiliyorsun. Gozlerin kapanana kadar kosup sut cekiyorsun ama ne terledigini ne de yoruldugunu kabul ediyorsun. Inatlasma hala devam ediyor yani J

Kisi, zaman, soru ekleriyle ciddi bicimde basimiz dertte ama boylesi o kadar sirin oluyor ki kiyip duzeltmiyoruz bile. Nasil olsa ogreneceksin gunun birinde. Ingilizce “really ve seriously” demene bayiliyoruz. Kreste artik daha ciddi konular goruyosunuz. Sayilar ve harfler hala ilgi alanina giriyor. Ilk kez bu yaz anne ve baba olmadan okul otobusuyle geziler yaptin. Tum bu yasadiklarimizi dusununce evet evet sen buyuyorsun yavru kusum.

Seni cok ama cok seviyorum guzel gozlu kuzum, Rabbim sana hayirli bir omur versin. Sevgiyle, huzurla buyumeni diliyorum. Nice guzel yaslarin olsun yavrum.

Annen

Tuesday, October 6, 2015

Yarim yas...


Benim minik kuzum 6 aylik oldu bile. Dun firsatim olup da yazamadim. Krese de basladi. Tarihe not olmasi icin iki satir da olsa yazmak istedim. Eymen Efe ne kadar zorlandi bilemiyorum ama benim icin cok zor bir gundu. Alisacagiz elbette buna da. Surekli kameradan izliyorum, yani firsat buldukca. Hatta aplikasyonunu (tam Turkcesi var mi bu sozcugun, boylesini sevmiyorum da) telefonuma kaydettim sonunda, daha hizli bir sekilde girebiliyorum. Yeni evimize uzak falan ama kreste kamera olmasini cok seviyorum.Sanirim bir muddet daha kres degisirmeyi dusunmeyiz. Uyumakta zorlaniyor gordugum kadariyla, yavrum dun almaya gittigimizde ogretmeninin kucaginda uyumustu. Pusetine koyarken uyandi ve hemen bagirmaya basladi. (evet icim parcalandi ) Sonra gozleri acildi bi bakti annesi babasi ve abisi gelmis yanina, nasil mutlu oldu ve gulucuk sacti anlatamam. Yavrum sabah birakip aksam uzeri onu almaya gelecegimizi daha bilemez ki:((( Bugun oglen abisi onu ziyaret etti bakalim detaylarini aksama ogrenecegiz Kayra'dan.
Artik yesil sebzeleri taniyoruz bir bir. Daha bir hareketlendi sanki, sirt ustu ve yuz ustu donme konusunda ustalasti iyice. Sevdigi biseyle oynarken yerde ilerleyebiliyor da,adim adim emeklemeye dogru gidiyor sanirim. Destek almadan cok kisa sureli oturabiliyor da.Ama en cok sevdigi hala ayakta durmak ve ayaktayken oynamak. Bi de konusmaya erken baslayacak sanirsam, degisik sesler cikarmayi cok seviyor.Gulec oglum benim, umarim hayatindaki bu degisiklige biran once alisirsin. Seni cok seviyorum. 

Thursday, September 24, 2015

Bayram mi gelmis ?...



Bilmem ki hersey ragmen gulumseyebiliyor muyum... Bayram sevincimi yasayabiliyor muyum...
Artik hatirlayacak yasa gelen cocuguma bugunun farkli ve ozel oldugunu hissettirebiliyor muyum...
Gurbette bayramin tadi cikmiyor arkadas...
Hele ki izni olmayinca calismak zorunda kalirsan...

Onca evlat babasiz giriyor bu bayrama, onca anne evlatsiz, onca es kocasiz... Onlarin buruklugu yuregimi yakiyor... Ben ailemden binlerce kilometre uzaktayim cok mu onemli diyorum. Onlarin hissettiklerinin yaninda benim uzuntum biraz simariklik mi oluyor...

Simariklik demisken biraz daha dertleneyim;
Dun ailemizin kucuk hanimi iki yasina girdi. Boncuk goz gun gectikce buyuyor. Ve ben onu sadece bir kez gordum. Boyle teyze de olur mu diyorum... Ekrandan sanal teyze iste... Rabbim hayirli uzun omurler versin Aysecigimize. Teyzeden sana hediye takma adim olsun. Bana yillarca (koca kiz olmustum hala oyle diyolardi, sanirsam evlenene dek devam etti) cimcime dediler, artik bu unvan senin olsun kuzum.
Dun ben isteyken esim Eymen Efe 'ye ilk sebzesini yedirdi. Sagolsun goruntulu arayarak benim de izlememi sagladi ama iste ne bileyim yaninda degildim ya, uzuldum yine de... On gun sonra krese baslayacak o zaman hic goremeyecegim diger meyve ve sebzeleri yiyisini...

Iyi seyler olmuyor mu derseniz o da oluyor elhamdulillah. Ozlemle beklenilen bir minik katildi aramiza iki gun once. Hala oldum diyebilirim. Yine benden cok uzakta resimleriyle yetindigim bir yegenim oldu. Hosgeldin Azize Yagmur... Rabbim sana hayirli bir omur nasip etsin...

Oyle iste, simdilik bu kadar... Biraz calisip erken cikmaya calisacagim isten.

Friday, August 21, 2015

Karisik durumlar...



Ne zamana kadar devam edecek bilmiyorum. Hep ayni tarzda giris cumlesi yazmak da istemiyorum. Zorlaniyorum arkadaslar. Pek cok seye yetismeye calisiyorum. Hic bir isi mukemmel yapma amacinda da degilim yani. Elimden geldigince yapmaya gayret ediyorum. Koskoca bir ay gecmis bile iki satir yazmayali buraya...

Allah saglik versin gerisi muhim degil. Guzel ulkemle ilgili dusuncelerim gun gectikce karariyor, haberleri okumaya yuregim dayanmiyor. Yanan evleri, analari babalari, esleri, kardesleri, hele de yetim kalan yavrulari dusunemiyorum bile. Allah onlara sabirlar versin.

Bizim hanede neler oluyor derseniz, kendi kucuk dunyamizda yuvarlanip gidiyoruz. Sadece bi kisi yuvarlanmiyor israrla o da Eymen Efe. Yapabilecegini bize gosterdi ve bir daha yapmak istemiyor kucuk bey. Onun gozu ayakta durma ve oturmada. Bi de popoyu yukari kaldirip surunebiliyor azicik. Haftaya doktor kontrolumuz var cok pis sikayet edecegim seni oglusum doktor amcaya ona gore...
Gecen hafta huysuzlugu hat safhadaydi. Meger kuzumun cani yaniyomus. 4 ay 1 haftalikken bizim minik kuzunun alt yan taraftan disleri patladi. Bir nebze de olsa rahatladim en azindan huysuzlugunun bir sebebi varmis ve gecici bir durummus. Simde daha iyi cok sukur. Amma velakin disleri de cikiyor ya havalara girdi zannimca.Yemek yemek icin sabirsizlaniyor. Son iki gundur yemek yerken bir elimde bebek havuc u (baby carrot) tutuyorum ona, kemirmeye calisiyor resmen. Yavru kusum sen hangi ara buyudun de bizim yemeklere ilgi gostermeye calisiyorsun. Ben daha seni emzirecektim ne de olsa ilk 6 ay sadece anne sutu diyolardi. Yine bakalim doktor amcamiz ne diyecek bu duruma, haftaya ogrenecegiz.
Onun disinda cevrede olup bitenlere daha cok ilgi duyuyor Eymen Efe. Oyuncaklarla oynamaya calisiyor. Oksurme taklidi yapiyor sabah 6 dan aksam 8 e kadar. Komik sey seni... Gulec oglum benim, keyfi yerindeyken gulumsemeyi eksik etmiyor yavrum masallah ona.
Uyku rutini yapamasak da saat 8 gibi yoruluyor ve aksam uykusuna baslamak istiyor, bunu anlayabiliyorum.Olasi gecikmelerde bizden intikamini fazlasiyla aliyor. oyle bir bagiriyor ki tekrar uyku moduna gecebilmek icin herkesi korkutuyor. O yuzden aksamlari bi yere gitmeye cekiniyorum. Ramazan ayinda yeterince dagilmisti uyku duzeni hepimizin, simdiki duzeni korumak lazim.Zaten kis gelince biraz daha erkene bile cekebiliriz ki abiyle de vakit gecirebilelim daha cok.

Kayra kuzusu ise kreste sinif degistirdi. Oyle zayif siska dursa da kuzum masallah ogrenme yetenegi ve gelisimine gore bir ust sinifa aldilar. Artik biraz daha ciddiyiz( prekindergarden), okullarin acildigi tarihte baslattilar ve yasca ondan buyuk olmalarina ragmen eski sinifa devam eden arkadaslari var. Kameradan baktigimda kendi halinde takiliyo gorunse de, kalemi bir turlu kavrayip harfleri yazmasa da bilgisini ogretmenlerine gostermis ki boyle bir karar almislar. Insallah cabucak alisir ve ogretmeniyle de iyi anlasir kuzum benim. Yazmasa da harfleri gayet iyi biliyor hatta sevdigi sozcuklerin nasil yazildigini bile biliyor. Ornek; costco yazarken iki tane 'o' iki tane de 'c' gerekiyor diyebilir. Rakamlari Ingilizce 100 e kadar (biraz daha fazlasi da olabilir) sayabiliyor. Turkce nereye kadar sayiyor bilmiyorum, otuz - kirk falandir herhalde. Israrla bana sozcuklerin hangi harfle basladigini soruyor hem Turkcesi hem de Ingilizcesi neyle basliyor merak ediyor.Insallah ogrenme hevesin hic sonmez ve her konuda devam eder canim oglum.

Biz yine tasinmaya karar verdik. Bu demektir ki onumuzdeki gunlerde de yogunluk devam edecek. Bu seferki cocuklar icin gerekiyor. Insallah yeni yerimizde mutlu oluruz, kosma ziplama diye kisitlamayiz cocuklari. Ust komsumun rahatsiz oldugunu bildigimden cok tedirgin yasiyorum kac aydir. Kendi evimde rahat edemiyorum. Esimin de benim de cok begendigimiz bir eve basvurumuzu yaptik insallah olumlu sonuclanir. Artik ev aramak da istemiyorum daha fazla.

Ortaya karisik bir yazi oldu biraz ondan biraz bundan derken ruh halimi belli ettim sanirim. Ne yapalim, bugunluk boyle olsun. Saglikla... 

Tuesday, July 28, 2015

Tarihe Notlar...


Yine kayiplara karistim. Hala bir duzen tutturamadim sayin okuyucu.
Buna da sukur diyoruz ve kosturmacaya devam ediyoruz. Biraz da yasanilanlardan dolayi isteksizlik geliyor zaman zaman. Kuzularimiza nasil bir dunya, nasil bir ulke birakiyoruz biz... Hep mi aci haber olur diye isyan bayragini dikmek istiyoruz zaman zaman...

Asil yazma amacim baska tabi. Benim ikinci minik kuzum gun be gun buyuyor, neredeyse 4 aylik olacak birkac gun icinde. Bizim iki numara oldukca tembel cikti. Yuz ustu durmayi hic sevmiyor, hala da donebilmis degil diye stres yapiyodum ta ki dune kadar. Sanki ne olacaksa iste...Abisi 3.5 aylikken donmustu. Eymen Efe hem anne sutu aliyodu (mamadan daha yararli ya) daha erken olur diye dusunmustum. Dun isten dondukten sonra kuzum opusup koklasmalarimin arasinda tehditi savurdum. Oglum bak senin bunu yapman lazim artik dedim. Birkac kez bizim yardimimizla donmustu ama onlar sayilmazdi tabi. Salona getirip ortusunun uzerine yuzustu biraktim. Tam yatak odasina gitmistim ki bizimki aman annemin dert ettigi seye bak,madem istedi yapayim da rahatlasin der gibi kendi basina donmus.Babaannesi ve halasi bu olaya sahit oldu.Ben hemen kosup yanina tekrarlamasini istedim ama bugunluk bi tane yeterli dedi galiba yapmadi inatci kuzu :-))

Oyle iste, bunu kayit altina almak istedim. Sonra insanlik hali unutabiliyoruz.
Doktor kontrolumuze dah 1 ay var ve sanki ek gidaya hazir gibi resmen masada oturup yemekleri izlemek istiyor. Cok merakli sekilde bakiyor. Ama daha cok erken diyorum bilmis bilmis.Oysa ki her cocuk farkli degil mi? 6 ayi beklemeyebilir. Bi de oturmaya cok merakli gibi.Kucuk adam iste kendine gore zevkleri oldu simdiden. Boynundan oyle gidiklaniyor ki hemen guluyor gulec oglum benim. Ha bi de tum gun iste oldugumdan evde olanlari kendi dilinde bana anlatiyor aksamlari ;-) Biriktiriyor sanirim sonra bi basliyor anlatmaya susturabilene ask olsun. Zevkle dinliyorum ben de.

Diger cephede ise durumlar ayni.Kardesini sevmesine ragmen kiskanclik heran olabiliyor. Uykusundan uyandirmaktan zevk aliyor ki nasil vazgecirecegimizi bilemiyoruz. Yine unutmamak adina bizi gulduren hatta taklit ettiren bazi sozcukler soyle Kayra dilinde (Turkce'nin hangi agzi oldugunu henuz cozemedik)

Bene ver (bana ver)
Sene getirdim (sana getirdim)
Yimaa (yeme)
Opmaa (opme)
BuAhmet (Muhammet ki bunu hemen cozemedik)
Alarz (aliriz)
Yaparz (yapariz)
Sevemiyoyum (sevmiyorum)
Bannanne (babaanne)

aklima gelenler. Cok yasa sen kuzucum, dogrusunu soyleyerek karsilik versek de senin dilinde konusmayi cok seviyoruz biz ;-))  

Wednesday, June 24, 2015

Iste Yeniden Burdayim...


Evet sayin okuyucu, biraz planli biraz da plansiz neredeyse 3 aylik bir ara vermis oldum.
Hersey yolunda cok sukur, ben bir turlu bilgisayar basina gecip blogumu acamadim. Gectigim zaman cok acil biseyler okumam gerekiyodu ya da calismam gerekiyodu. Kronolojik sirayla anlatma calisayim efeddim, nerdekalmistik; ahh evet Mart ayinin son haftalari oldukca yogun gecti benim icin.
 Dogumdan once isleri devretmem gerekiyodu. Surekli toplantilar derken yeni bir yazi yazmaya vakit bulamiyordum. Ayin 27 sinde annem Turkiye'den geldi. Ben biraz daha rahatlamistim ne de olsa Kayra'yi ona birakacaktim biz dogum icin hastaneye gittigimizde. Gun icinde yedigim hurma sayisini arttirdim:) Ne derece etkili oldu bilmiyorum ama Nisan 15'i olan dogum tarihi Nisan 6 oldu.

4 Nisan'da birkac aile piknige gittik. Ben tabi genelde ayakta ve Kayra'nin pesinde bir gun gecirdim. Ertesi gun Pazar'di, oglumun istegi uzerine anneanneyi de alip markete gittik (Jungle Jim's) Karpuzlari goren Kayra almadan gecmedi ben de onu mu kiracaktim, kucakladim koca bir karpuzu ve sepete attim. Ne de olsa ufakligin gelmesine daha vardi, hem ay sonu raporlarimi henuz bitirmemistim. Biz ufaklikla anlasma yapmistik ayin 8'i konusunda. O gunun aksaminda saat 6.30gibi biraz farkli sancim, oldu ki bu arada Turkiye'de olan esimin ailesiyle skype tan konusuyoduk. Caktirmadan saati kontrol ettim, ne kadar surdugunu anlamak icin. Sonra 15 dakikada bir tekrarlamaya basladi sancim. Cok canim yanmiyodu acikcasi. Hep merak ediyodum gercek dogum sancisini nasil anlayacagim diye (Kayra'da suyun gelmesiyle sanci balamisti cunku).Bi sekilde bu digerlerinden farkli diyebiliyosunuz.  Annem ve esim panik oldular haliyle cunku ben henuz hastane cantami da hazirlamamistim. Sanci aralarinda cantayi hazirladik esimle. Yemek yedim.Ama en onemlisi sayisini bilmedigim kez tuvalete gittim. Bagirsaklarimi bosalttim diyeyim siz anlayin gerisini :-)) Sancilarin araligi kisalmaya suresi de uzamaya baslamisti.Artik duvara yaslanmadan veya secde pozisyonu almadan rahat edemiyordum. Doktorumla telefonde birkac kez konustuktan sonra 10.30 gibi hastaneye gitmek icin yola ciktik. Benim yine hep merak ettigim biseydi acaba Kayra nasil tepki verecekti. En azindan uyuyuncaya kadar yanlarinda olmasi icin arkadasim ve kizini da bize cagirmistik. Kayra bizi gule oynaya ugurladi. Allah yardim ediyor bi sekilde yani ;-)) Beni bilenler bilir en cok kafamda buyuttugum konulardan biriydi bu.

Saat 11.00di hastaneye ulastigimizda. Islemleri yaptirip odamiza girdigimizde saat 11.30 u gecmisti.Sancilarin arasi birbucuk dakikaydi ve suresi 1dakikadan fazlaydi artik.aciklik 4 cm henuz.Evdeki sakinligimi kaybettim hastane odasinda.Denedigim pozisyonlar ise yaramiyordu. Vucudum sanirim paniklettim ve epidural almak istedim. 3.5 yil onceki anastezi uzmani geldi yine ve epidurali takti. Ilk dogumla benzerlikler bas goosterdi zaman ilerledikce. Saat sabahin 4 u oldugunda aciklik hala 4 cm idi ve dogum kanalina bir turlu giremiyordu. Turkiye'de cati muayenesi yapiyorlar ya hani burda dogum baslayincaya kadar yapmiyorlar.Cunku her bebek farkli davranabilir, buyuklukleri farkli olabilir vs. Elimizden geleni denedik normal dogum icin ancak bizim ufaklik abisi gibi sezaryen ile aramiza katilmak istedi. Bu kez hazirlikliydim. Daha rahattim. Ameliyahaneye girip operasyona basladiktan 7 dakika sonra ailemizin dort numarasi aglayarak ben burdayim dedi, 4.28 dogum saati. Hemen kontrolleri yapildiktan sonra esimin kucagindaydi. Esim de yanima getirdi sagolsun. Benim dikislerim devam ederken kuzumu optum,kokladim, dokuz ay boyunca ozlemini cektigim kokusunu icime cektim bol bol. Rabbime binlerce sukur saglikli bir sekilde dogdu Eymen Efe.3,440 gr ve 52 cm dogdu, abiye gore daha hafif. Sonraki 2 gun hastanede gecirdik, esim daha cok Kayraylaydi, annem de benim yanimda. Karnimda epey hazirligini yapmis olan Eymen Efe ilk gunden bu yana emiyor. Basta sutum yeterli gelmiyordu, kilo alimi yavasti ilk birkac hafta. Lohusa halimle zaman zaman zor anlar yasadim ama gecti cok sukur. Sanirim sirf bi konu icin apayri bir yazi yazabilirim.

Annemi Mayis sonunda Turkiye'ye ugurladik. Ayrilmasi benim icin cok zor oldu. Varligina hepimiz alismistik. Eymen Efe bile aradi diyeyim siz anlayin :-)) Sonrasinda silkelendik esimle, iki basimiza iki ufaklikla basetmemiz gerekecekti. Simdilik idare ediyoruz. Zaman zaman zor anlar yasiyoruz. Onumuzdeki hafta bizi baska bir yeni macera bekliyor. Ben ise geri donuyorum. Kayra kreste olacak gun boyu.Eymen Efe de esim okulda olmadigi zamanlar evde babayla olacak. Gunde 3 kez sutumu pompa ile sagmam gerek ki ertesi gun Eymen Efe'nin yemegi ciksin. Buzluga cok da fazla koyamadim cunku ufaklik gunluk rezervin hemen hepsini tuketiyor. Uc-dort ayri bitki cayi iciyorum, yine bitkilerden olusan kapsul aliyorum, en az 4 litre su iciyorum,sutum bu kadar oluyor. Insallah calisma temposuyla azalma olmaz, ben buna da ragziyim.

Anlayacaginiz uzere aklimda suan bu konu var, yazi donup dolasip sute geliyor ;-))

Abisiyle hem benziyor hem de dur bir dakika, ben ayriyip hem de apayriyim diyo benim ikinci kuzum. Neredeyse 3 aylik olacak ve artik tepkiler veriyor bize, kendince konusmaya calisiyor. Hele ki karnini doyurunca bi mutlu oluyor ki sana tesekkur edercesine konusuyor. Iyiki geldin hayatimiza kuzum, ne cok ozlemisim cennet kokusunu icime cekmeyi. Cogunlukla beni anladigin, annecigini nispeten cok yormadigin icin cok tesekkur ederim bebegim. Abini simdiden cok sevdigini biliyorum. O da seni cok seviyor, bazen bizi kiskandigi icin garip davranabiliyor ama seni hep dusunuyor, soruyor.

Iste Eymen Efe hikayesinin baslangici bu sekilde okuyucu. Daha fazla geciktirmek istemedim. Bu yaziyi 10 gunde hazirlayabilmisim.
Iki erkek cocuk annesi ben, Sevcan, sizlere guzel gunler diler;-))

Wednesday, March 18, 2015

"OY ÇANAKKALE OY!.. "

Alintidir...

Zaman zaman sohbetlerde: “Neden bizden de bilim adamı çokça yetişmez? Diğer ülkelerden ne farkımız var? Bizde hiç mi aydın yetişmemiş?” yollu yakınmalarımız olur. Aynı soruyu kendisi de bir bilim adamı olan Toygar AKMAN üniversite öğrenciliği yıllarında babasına sormuş. Babası da cevap niteliğinde olmak üzere öğretmenliğe yeni başladığı yıllardaki hatıralarından bir bölümünü anlatıyor:
“Çanakkale Savaşı’nın bütün şiddetiyle sürdüğü o günlerde Sirkeci İstasyonu’ndan hergün asker dolusu trenler Trakya yönüne doğru hareket ederdi. Sarayburnu İskelesi’nden de asker dolu koca koca gemiler Çanakkale’ye doğru denize açılırdı. Bütün İstanbul halkı bu kahraman askerleri göz yaşları içinde uğurladık. Giden gemiler ve trenler daima boş olarak döner ve gidenlerden de kısa bir süre sonra haber alınamazdı.”
Babam göz yaşlarını silerek devam etti:
“O günlerin birinde İstanbul Erkek Lisesi’nin bir dokuzuncu sınıfında ders veriyordum. Sınıfın kapısı iki defa tıklatıldıktan sonra açıldı ve içeriye müdür muavini ile kalpaklı bir binbaşı girdi. Sert bir asker selâmı çaktı. Ben de ayağa kalkarak kendilerini selâmladım. Daha ziyaret sebebini sormadan, binbaşı bana baktı ve tok bir sesle:
-Muallim Bey! Memleket, evlâd-ı vatandan hizmet bekler, dedikten sonra sınıfa döndü ve arka sıralarda oturan uzun boylu öğrencilere, “Sen gel, sen gel, sen de gel!” diye seslenerek, öğrencileri toplamaya başlamıştı. Önde oturanlar, kendilerinin de alınması için, oturdukları sırada dik durmaya ya da ayaklarının ucuna basarak uzun boylu görünmeye çalışıyorlardı. Binbaşı bu öğrencilere acı acı gülümseyerek sırtlarını okşayıp topladığı öğrencileri alıp, geride kalan bizlere sert bir asker selâmı vererek çıkarak gitti. Sınıfta öylece kalakalmıştım. Diğer sınıflardan toplananlarla beraber bizim öğrencileri Selimîye Kışlası’na götürmüşler. Gidenlerin arkadaşlarına gönderdikleri mektuplardan, orada makineli tüfek eğitimi aldıklarını, üç aylık eğitim süresi bitince Çanakkale’ye gideceklerini öğreniyorduk. Üç ay sonra ise kendilerinden hiç haber alınamadı.” Rahmetli babam sözlerinin burasında durmuş, dopdolu gözleriyle bana bakarak:
“Gidenlerin hiçbiri geri gelmedi. Hepsi de dokuzuncu sınıf öğrencisi idi. İstanbullular dokuzuncu sınıfa kadar gelmiş bütün okuyan evlâtlarını şehit verdiler. Geriye kalanlar oldu ise onlar da Yemen’de ve İstiklâl Harbi’nde şehit düştü. İstanbul daha ne verecekti ki evlâdım. O zamana kadar memlekette aydının harman olduğu yer İstanbul’du. Memlekette aydın mı kaldı a oğul? Pınarlar kurudu, pınarlar!.. Sen ne sorarsın!”
______________________________________
İstanbul lisesi, öğrencilerinin hepsinin şehit olduğu haberini saat 15.30'da almış, o gün bugündür okulun saati 15.30'dan başka saati göstermemiş, hayat orda durmuş!
 
Basta M. Kemal Ataturk ve bu vatan icin canini hice sayan tum sehidlerimizin ruhu sad olsun. Bir Fatiha'yi esirgemeyelim lutfen... 

Friday, March 13, 2015

Sandivic Ekmekleri



Yine bir tarif verip kacacagim. Epeydir deneyip bazen tutturdugum bazense tutmayan tarifimi sonunda sabitledim. Boyle yazdim diye gozunuz korkmasin, goz karari koyunca tutturamiyordum ve tam olculerini hatirlamayinca farkli sonuc cikiyordu. Neyse bu sorunun ustesinden geldim nihayetinde.

Kayra maalesef kresin de etkisiyle veya arkadaslarindan dinledigi icin olabilir hotdog (sosisli sandivic) ve hamburger sozcuklerini ogrenmis. Tabi nasil bisey oldugunu da biliyor haliyle. Ben de baskasina ozenmesin diye biz onlari disarida yemiyoruz ama ben sana evde yaparim istersen dedim. Ana yuregi iste... Oysaki sosis yemesini istemiyorum aslinda.

Neyse efendim disaridaki ekmeklerdeki katki maddeleri malum, ama normal yaptigimiz ekmekle de pek lezzetli olmuyor hamburger veya sosili sandivic. O yuzden anne hemen bir tarif arayisina girdi, yumusacik olacak ama pogaca olmayacak, ekmek de olmayacak derken uydurma bir tarifim oldu. Biz severek yiyoruz. Resimde gordugunuz gibi saglikli atistirmalik da olabiliyor bazen. Bu sabah esime kahvalti niyetine kahvaltida yediklerini ekmek arasi yapip birakmistim, boylesinin daha cok makbule gectigini soyledi.

Ekmekcikler icin malzemeler aslinda cok bilindik;

- 1/2 cup ilik su
- 1 + 1/2 cup ilik sut
- 2 tatli kasigi kuru maya
- 1 tatli kasigi seker
- 1/2 tatli kasigi tuz
- 1/2 cup zeytinyagi
- 4 cup kadar un

Benim klasik yontemim su ve sutu karistirip mikrodalgada 1 dakika isitip sonra da seker ve mayaya ilave etmektir. Bu kismi mikser yapiyor. 2-3 dakika karistirdiktan sonra yagi ilave edip 2-3 dakika kadar daha karistiriyoruz. Ilk uc cup undan sonrasini kontrollu ekliyoruz. Tuzunu da ilave edip yumusak, nispeten ele yapisan ama puruzsuz bir hamur oluncaya kadar yoguruyoruz. Hamuru 30 dakika kadar dinlendirip biraz un serpistirilmis tezgahta sekillendiriyoruz. Baska degisik sekiller yapmak isterseniz sizin hayal gucunuze kalmis. Ben uzerine yurmurta sarisi surmeye gerek gormedim ama yapilabilir. Tepsiye koyup 20-30 dakika daha mayalandirip 425F te isinmis olan firinimizda  uzerleri kizarincaya kadar pisiriyoruz ki bu sure cok uzun surmuyor. Ben pistikten sonra uzerine temiz bir mutfak havlusu ortuyorum sanki oyle daha yumusak oluyor gibi geliyor. Yontem yazdigim gibi pogaca/ekmek yapar gibi. Fazlasini buzluga koyuyorum ki gerektiginde cikarip kullanabilelim.  

Denemek isteyenlere afiyet olsun. Ozellikle cocuklarin beslenmesi icin elimizin altinda bulunmasi bazen kurtarici olabiliyor. Sevgilerimle...

Wednesday, March 11, 2015

Elmas Kurabiye diyorlar ona...

 
 
Ben uzun zaman bunlarin resmine baktim internette, sonra bir kez tadina baktim. Elbetteki tam benlikti. Gecenlerde denemek icin firsat cikti ve ben de yapmis oldum. Biz cok begendik tadini, oyle cok zaman da almiyor yapmasi. Tavsiye ediyorum yani ;-)) Pek cok tarife baktim ama yine elimizde olan malzemelerle karisik bir tarif cikti.

Hamuru icin;

2 stick tereyagi ( 220 gr civari)
1 yumurta
4 tepeleme yemek kasigi pudra sekeri
2 tepeleme kakao (ben Hershey in dark cacao sunu kullandigim icin iki kasik yetti)
1 paket vailya
1paket kabartma tozu
2 - 2.5 cup kadar un

kullandim.

Uzeri icin birkac kasik seker ve birkac kasik cikolata.
Bunlari tam olarak ne kadar kullandim olcemedim :(( ama cok fazla degil inanin.

Hamur icin tum malzemeleri bir kapta yogurun, elinizle yuvarlak sekil yapabiliyorsaniz yeterince un koymus demeksiniz. Ben tepsiye yuvarladigim ve ust kismini sekere batirdigim kurabiyeleri dizip sonra bas parmagimla hafif bastirdim ve cukur actim. Isterseniz bu asamayi tek tek her kurabiyeyi sekerleyip sonra cukurunu acip oyle dizebilirsiniz. 350F te biraz isinmis olan firinda cok degil 15 dakika kadar pismesi gerekiyor. Siz yine de pisip pismedigini kurdanla kontrol edin cikarmadan once. Pisen kurabiyelerimizin buyuk bir sabirla sogumasini bekliyoruz. Sonrasinda ise isterseniz cay kasigi ile cukurlara tek tek cikolata (Nutella,Sarelle, Cokokrem ne varsa elinizde artik) koyuyoruz veya krema torbasina toptan koyup yildiz ucla cukurlari dolduruyoruz ki ben ikinci turlu yapmaya calismistim. Toplamda 27 civarinda kurabiye olmustu. Bunu da yazayim ki belki sayili yapmak isteyenlere yardimci olabilirim.

Kayra pek pas vermedi bu kurabiyelere ama ben ve esim begendik, ayrica ikram ettigim arkadaslarim da gayet guzel tepkiler verdiler yerken. Deneyeceklere afiyet olsun efendim.

Tuesday, February 24, 2015

Kafam Karisik


Daha once pek cok kez yazmaya yeltendim ama bunca sey olurken benim yasadiklarimi, hissettiklerimi yazmam ne derece dogru olur bilemedim. Ben son bir yildir bu ikilemdeyim aslinda ama bi yandan ileride okuyacagim yazilarimin olmasini da istiyorum. Klasik ikizler burcu kararsizligi iste...

Kendimi yipratmamaya calissam da haberleri okuyup okuyup uzulyorum, sonra bebegimi dusunup kendime kiziyorum. Dua ediyorum bol bol. Herseyin duzelmesi icin, herkesin iyiligi icin, gerceklerin ortaya cikmasi icin, kotu olaylarin tekrarlanmamasi icin, yasanilanlardan ders cikarmak icin...
En cok da ailemi bu olan bitenlerden uzakta tutabilmek icin, iki minigimi layikiyla yetistirebilmek icin, onlarin ahlakli, vicdanli, ozu sozu bir insan olarak yetistirebilmeyi cok istiyorum...Bunu icin yaradana dua ediyorum.

Iki minik dediysem biri hala karnimda, aramiza tesrif etmedi. Bugun doktor kontrolunde ogrendik ki kucuk bey Nisan 15'ine kadar geldi geldi,aksi takdirde sezaryen ile ailemize katilacakmis. Insallah en hayirli zamanda, hayirli sekilde saglikla gelsin diyorum. Ama bir yandan da dogumun kendiliginden baslayip gelismesini istiyorum. Sonrasi Allah Kerim... Bu ara, cok meshur olan ama benim Kayra'ya hamileyken duymadigim HypnoBirthing adli kitabi okuyorum. Bir aya kadar bitirebilirim insallah.

Kutup soguklarini yasadigimiz son bikac haftadir yuruyus falan yapamiyorum. Her yer kar, buz ama yollar acik neyse ki. Umutlarimiz Mart ayinin daha ilik olmasindan yana ki ben rutin yuruyuslerimi yapayim. Yarin 34. haftaya giriyoruz ve simdilik hersey yolunda cok sukur. Kilolar katlanarak gelse de ben kendimi iyi hissediyorum. Cabuk yoruluyorum belki, nefesim kesilebiliyor is yaparken ama buna sukur. Belki boyle olmaya mecbur oldugum icindir. Hamileligimden dolayi Kayra'nin herhangi bir durumdan mahrum kalmasini istemiyorum. Tabi bazi farkliliklar olabiliyor. Buyuyen karnimdan dolayi kuzum kucagimda oturamaz oldu artik. Malum boyumuz da uzun degil ki, bacaklarimiz uzun olsun. Biz de farkli sekillerde kitap okuyoruz artik. Bi sekilde cozum bulabiliyoruz boyle durumlara.
Bazen kucagima gelmek istiyor, belki yapmamam gerekiyor ama dayanamayip onu kucakliyorum. Belime cok buyuk baski yapiyorum biliyorum. Ama dedim ya onu uzmek istemiyorum. Bana ihtiyaci oldugu zaman onu reddetmek cok dogru gelmiyor. Zaten cok uzun sureli kucagima alamiyorum. Ama bir yandan da kardesini dusunuyorum, onun icin endise ediyorum.Yanlis yapmaktan korkuyorum. Aslinda ikiye bolunmus gibiyim simdiden. Ikisinin de hakkina girmek istemiyorum. Aksamlari tum enerjim bitmis gibi hissettigimde Kayrayla birlikte uyuyorum cogunlukla. Karnimdaki bebegimle konusamadan siziyorum resmen. Bunun gibi kucuk seyler belki ama bir anne olarak benim aklimi tirmaliyor iste! Sunu da belirteyim bizim ufaklik en cok abisinin konusmasina tepki veriyor. Simdiden onu kendine daha yakin bulmusa benziyor. Sanki Kayra'ya cevap vermek ister gibi o konusurken harekete geciyor. Boyle anlarda ben cok mutlu oluyorum tabi. Binlerce kez sukur vesilesi... Rabbim herkese boyle guzel duygular tattirsin!

Daha onceki yazimda yazmistim her ne kadar kiyaslama yapmamaya calissam da insanin aklindan geciyor ilkinde soyle oldu oysa simdi boyle oldu gibi cumleler. Kesinlikle sunu soyleyebilirim daha tecrubeli oluyorsunuz. Vucudunuzu daha iyi taniyorsunuz. Zaten bebegin hareketlerini, kasilmalari falan daha rahat ve erken hissediyorsunuz. Gecen hafta cok farkli kipirdanma ve sanci hissetmistim sol tarafima uzandigimda. Bebegin basinin dondugunu tahmin etmistim ve bugun doktor da teyit etti basinin asagiya dondugunu.(kaptim bu isi galiba) Belki birazcik daha rahat olabiliyorsunuz cunku o kadar acemilik olmuyor. Ama yine de apayri bir heyecan oluyormus ikinci hamilelikte de. Ikisinin de erkek olmasi heyecani eksiltmiyor dogrusu. Kayra'ya ne kadar benzeyecek fiziksel olarak cok merak ediyoruz esimle veya davranislari ne kadar ayni ne kadar farkli olacak...

Arayi bu kadar acmamaya calisacagim bundan sonra insallah.Zaten onumde 6-7 hafta var sonrasinda ne kadar rahat olabilirim bilmiyorum. Bu da bir merak ve heyecan konusu. Sakin bir bebek ol olur mu yavrum, karnini doyurup, altini degistirip uyuttuktan sonra annenin kendisine de vakit ayirmasina izin verirsen super olur ;-) Eminim anne bu vaktini abiyle oynayarak gecirir ama onun da hakki tabi. Boyle gulerek yazdigima bakmayin bunu simdiden dusunmek dogru mu bilmiyorum ama dengeyi nasil saglayacagimi daha dogrusu yapabilecegimi bilmiyorum. Basliktaki gibi kafam cok karisik cok. Sanirim bu dusunceler cok normalmis... 

Wednesday, January 14, 2015

III. Trimester' a Baslarken...



Evet, ay sonuydu yil sonuydu derken yogunlugumuz bi nebze azaldi. Itiraf edeyim zaman zaman da yazmak istemedim. Ruh halim pek uygun degildi. Baslasam yazmaya aslinda istedigimi fark edecegimi de biliyodum ya, neyse :-)) Tembellik, biraz da simariklik yaptim. Baska bloglari okumakla gecirdim vaktimi.

Baslikta belirttigim uzere kismetse bu Nisan'da ailemize bir erkek daha katilacak. Insallah hayirli zamanda, saglikla bize 'merhaba' der. Bugun itibariyle 28. haftaya baslamis bulunuyoruz. Hersey yolunda simdilik. Test sonuclari normal cikiyor cok sukur. Bebisimin de keyfi yerindedir diye dusunuyorum. Ilk zamanlar Kayra kadar hareketli bir bebek olmayacak galiba dediysem de buyuyup kuvvetlendikce jimnastik hareketleri artti bu bizdigin. Elbette ki ilk hamilelik olmadigi icin bebek hareketlerini cok daha erken hissetmeye basliyorsunuz, bizzat yasadim bunu. Surekli ilkiyle kiyaslama yapsam da hamileligim bazi yonleriyle cok benzer bazi yonleriyle de tamamen farkli geciyor.Benim simdiden kocaman bir gobegim oldu. Bu kismi ayni maalesef. Yine epey bi kilo alacagim gibi gorunuyor. Cok asiri titiz davranmiyorum ama yedigime dikkat de ediyorum. Etmemek elde degil tabi. Cok cabuk acikiyorum maalesef:(( Sicaklik sifirin altinda gezdiginden bu aralar oglen yuruyuslerim de aksadi. Havalar musait oldugunca (sifir derece ama dondurmuyorsa, yagmur veya kar yagmiyorsa) yarim saat de olsa yurumeye calisiyorum. Insallah bahara dogru hergun yapabilirim, son donemlerde yuruyus cok tavsiye ediliyor malum dogum sureci icin.

Hareket olarak zaten ilgilenmem gereken 3 yasinda biri oldugu icin gun icinde cok duragan bir halde degilim. Oyle ki zaman zaman ogle uykusuna yatmasini iple cekiyorum cunku ben de biraz uzanip dinlenebiliyorum bu surede. Meger ilk hamilelik ne kadar rahatmis:((( Sadece bu acidan dusununce yani. Is yerinde cok yogun calisiyodum o zamanlar, eve gelince yemek yiyip sonra hemen uzaniyodum. Simdi eskisi kadar yogun calismasam da sabahtan aksama calismak, eve gidip yemek hazirlamak ( bu sure Kayra'nin kresten gelisi oldugu icin resmen kendimi yarismada falan hissediyorum. O gelmeden yemekler pismis ve mumkunse masa hazirlanmis olursa ne ala, buyuk odul sizin. ), bulasiklari halledip cocugunla artik ne kadar vakit kaldiysa vakit gecirmek beni zorluyor dogrusu. Aman bu da bisey mi diye dusunebilirsiniz. Hakli da olabilirsiniz. Sikayetci degilim elbette. Sadece fiziken ve fikren yoruluyorum. Bu ara teknolojik aletlerin hicbirini kullandirmiyoruz bizim ufakliga dolayisiyla en ufak bir bosluk bulsa "ben bi saat ipad izlicem, ben mcqueen izlicem, telefonda sadece Kayra izlicem (kendi videolarini) " diyebiliyor. Onun yerine oyuncaklariyla oynama, puzzle yapma, birlikte mutfakta biseyler yapma vs. akliniza gelecek her turlu aktiviteyi yapmaya calisiyoruz. Hem gun boyu ozledigimiz icin birbirimizle vakit gecirmis oluyoruz hem de kardesten once tek cocukluk luksunu biraz daha yasasin istiyorum. Vicdanimizi rahatlatmaya calisiyoruz bi nevi... Butun bunlar olurken evin beyi nerede diye dusunenlere sunu soylemek isterim, doktora yapmak hele bi de Amerika'da hic de kolay bisey degilmis azizim. Esimin onumuzdeki birkac daha yogunlugu devam edecek gibi gorunuyor. Mumkun oldugunca bize katilmaya calissa da veya ev islerinde yardim etmeye calissa da mesaisi 8-5 olmuyor maalesef. Insallah bebis gelmeden biraz daha rahatlar.

Hakkini da yemeyelim esimin, gerektiginde bana aksam aksam su boregi bile yapabiliyor. Yillar sonra eger unutursam diye buraya yazmak istedim sevgili okuyucu. Maksat ozendirmek veya hava atmak degil, okuduktan sonra lutfen masallah diyelim. Gecen ay ortasiydi sanirim, birden aklima su boregi geldi. Peynirli su boregi ve yaninda cay gozumun onunde belirdi ve hic aklimdan cikmadi gun boyu. Belki gecer diye dusundum zira bu halde pek cok yemek blogunu okuyup resimlerine sulanip sonra unutabiliyorum. Ama bu farkliydi. Ertesi gun de hala canim cektigi icin burada Turk urunleri satan markete gittim is cikisi. Maalesef su boregi kalmamisti. Uzgun bir sekilde eve dondum. Bir sonraki sabah online siparis vermek icin siteleri karsilastirdim, en kisa surede teslim edebilecekleri belirlemek icin. Siparisimi verdikten sonra kucuk bir ayrintiyi kacirdigimi fark ettim, Carsamba'dan sonraki siparisler hafta sonuna gelebileceginden bir sonraki Pazartesi isleme alinir diye yaziyodu. Tabi ben kahroldum. Persembe sabahi siparis vermistim cunku. Uzgun, caresiz, tum hormanlarin etkisiyle maglup olmus bir durumda eve gittim ve esime agladim agladim agladim. O da yapariz birlikte dedi, siparisin gelinceye kadar idare eder seni dedi. Ama ben daha once makarna yapmaya calismis biri olarak ben o yufkalari acamam ki, cok sert bi hamur oluyor dedim. Sen Kayra'yi uyuturken ben acarim dedi, beni yureklendirdi.

Bizim oralarda su boregi cok bilinmezdi, malum Ege'de borek olarak sac boregi - gozleme yenir bol otlu ve cokelekli. Ben cok cok sonra tanistim su boregiyle Istanbul'da. Kayinvalidem de guzel yapar masallah ama biz gittigimizde vakit kaybetmeyelim diye yapilmis dondurulmus oluyo.Biz de isitip afiyetle yiyoruz. Sozun ozu aklimizda belli bir tarif de yok. Evde hepi topu 5 tane yumurta kalmis. Biraz ordan burdan arastirdik ve soyle bir tarif olusturduk esimle;

- 5 yumurta
- 1 tatli kasigi tuz
- 2 cup + 2 kasik kadar un
- 1 cup beyaz peynir
- 1 cup dogranmis maydonoz
- 1 stick ( yalkasik 115 gr) tereyag
- kaynar su ve soguk su

Hamurunu sadece yumurta ile 15 dakika kadar mikserde yogurduk, bir 15 dakika da esim eliyle yogurdu ki ozlessin iyice. Sonra yarim saat dinlendirdik. Biz 10 adet beze yapip onlari actik ( tamam ben isin o kisminda cok bisey yapmadim, gittim cocugu uyuttum) Kendine guvenen varsa bu hamurdan 12-14 yufka da yapabilir. Tepsi buyuklugunde acilan yufkalari bezin arasinda tuttuk ta ki son yufkayi acana kadar. Kaynayan yaklasik 1 lt suya biraz tuz attik ve altini en kisik ateste biraktik boylelikle isiyi sabitledik. Once sicak suya birakip 5'e kadar sayiyoruz sonra soguk suya daldirip cikariyoruz ve yaglanmis tepsiye tek tek yufkalarimizi diziyoruz. Uzerlerine eritilmis tereyagini firca ile suruyoruz.Ara katina peynir ve maydonoz ikilisini serpistirip isleme devam ediyoruz. 5.yufkadan sonra soguk suyu yeniledik hem ilimisti hem de biraz unlanmisti. Bizim tepsinin capi yaklasik 30-32 cm civariydi. En ustteki yufkaya kalan tereyaginin hepsini surup 410F te isitilmis firinda ustu kizarincaya kadar pisiriyoruz. Ocakta  pisirmeye cesaret edemedim, yanma riski vardi ve ben buna dayanamazdim.
Neyse efendim boregimiz piserken bi yandan da cayimizi demledim ve gece yarisi da olsa (saat 12.30 a.m. di) bir bardak cay ve pisen bikac dilim su boregini yiyip oyle yatiyoruz. Yaa iste sevgili okur ilk kez biseyi aserdim galiba ben. Ilk hamileligimde bu derece yeme istegi uyandiran bisey olmamisti. Pizza ve dondurma gibi basit ve kolay seylerdi ama yemeyince hungur hungur aglatmiyodu.

Sonraki gun yine Turk urunleri satan markete ugradigimizda gordum ku yeni urunler raflarda yerini almis ve su boregi de orda bana goz kirpiyor :-) Kismet iste! Bir sonraki gun yani Cumartesi gunu de benim taaa hafta ortasi bekledigim siparisim geldi... Elbette onlardan da yedim ama bizimkinin tadi daha bi baskaydi, el emegi goz nuru, hem de bi baskasi yapinca daha mi lezzetli oluyor ne ;-)) Ben basindan sonuna kadar yamak gorevindeydim.

Oyle iste, epeydir yazmayinca uzunce bir yazi oldu. Sabredip okudugun icin tesekkur ederim.
Denemek istersen de afiyet olsun!
Biraz gec olsa da sonunda fotografini ekleyebildim ;-)