Tuesday, December 31, 2013

Yilin Son Yazisi


Biraz kisa olacak bastan soyleyeyim. Butun yilin muhakemesini falan yapmadim henuz. Vaktim olmadi. Zaten suanda isten yaziyorum. Yeni geldi, bir ay oldu, iki ay oldu derken kocaman bir yili daha devirdik. Zaman bildigi hizda akip gidiyor ve bizim elimizden bir sey gelmiyor hep soyledigim gibi. Ona ayak uydurmak bizim elimizde.
Yine de yazarken bu yil olan bitenler gozumun onune geliyor. Klise olacak ama yeni yilda herkes ama herkes icin saglik diliyorum! Babacigimin 2013 un baslarinda sagligina kavustu derken tekrar hastalanmasi, nekehat donemi vs. yasadiklarimizi dusunuyorum da... Ben cogunda ailemden uzaktaydim tabi yardimci olamadim dogru durust. Allah herkese saglik versin bu yeni yilda. Hastalara da sifa versin en tez zamanda!
Umarim yeni yilla birlikte yuzumuzu gulumseten olaylar yasariz. Sevdiklerimiz yanimizda olur. Cocuklarimiz 2 yas - 3 yas sendromu falan yasamazlar. Ay kapanisi gibi bir stres olmaz. Doktora yeterlilik sinavi gibi stresli bir sinav kalmaz.. Bu listeyi boyle uzatip isi geyik haline donusturebilirim. Ama dur yapmiyorum biraktim. Yeni yil hos olsun, guzel olsun, bizi cok zorlamasin, uzmesin iste!

2013 un son tarifini de ekleyip kacayim ben. Tarifi birkac arkadas icin yayinliyorum belki faydasi olur. Efendim Amerika'da katki maddesi olmayan ekmek bulmak cok zor malum.Olani da pahaliya kaciyor ekmek yemeyi ne kadar sevdigimiz dusunulurse. Farkli birkac ekmek tarifim var.Ama bu en basiti ve az malzemeli olani. Ekmek yapma makinamin tarifini zamanla oynayarak bir tarif olusturdum.

Beyaz Ekmek tarifi:

3 cup un ( arada 2 cup beyaz un + 1 cup kepekli un olarak kepekli ekmek de yapiyorum)
1 + 1/3 cup ilik su
2 tatli kasigi maya
2 tatli kasigi seker
1 tatli kasigi (silme ) tuz
2 yemek kasigi sut
2 yemek kasigi zeytin yag

Islem basit, once maya ve sekeri sivilarla karistiriyoruz. (sevgili mikserimle yapiyorum tabi bu kismi) Uzerine unu ilave edip tuzu unun uzerine koyup yoguruyoruz guzelce.(burasini da o yapiyor canim...) Yogurma surasi benim gibi mikser kullananlar 3-4 dakika,elde yoguranlar da 10 dakika civari olacaktir. Odanin sicakligina gore degisektir sure ama yarim saat - bir saat kadar agzi kapali bir kapta bekletiyoruz hamuru ki kabarsin, hamur kendine gelsin. Sonrasinda nasil sekil vermek isterseniz size kalmis. Ben bu ara hamuru 8-9 parcaya ayirip yuvarliyorum. Hamburger ekmegi gibi ekmekcikler oluyor.Esim ve benim icini doldurup ise veya okula goturmesi kolay oluyor boylelikle. Sekil verdikten sonra 20 dakika daha tepside bekletip onceden 425 F 'ta isinmis olan firinda pisiriyoruz. Pisme suresi cok surmuyor 15-20 dakika en fazla. Firina gore degisiyor her zamanki gibi.Gazli firin kullanirken alttaki izgaraya kucuk bir kapta su koyuyordum ki cok sert bir ekmek olmasin.Suanki firinimda bunu yapmama gerek kalmiyor.Yumusacik ekmekciklerim oluyor.Ekmekler soguyunca fazla olan kismi (ertesi gun yiyeceklerimizi bile) posetleyip buzluga koyuyorum.Aksi takdirde bayatliyor. Ne de olsa icine fazla malzeme konulmuyor. Cabuk bayatlamasi normal bence.

Pazar aksami hamuru biraz fazla yapip bir kismina patatesli ic koymustum.Ortaya yumusacik patatesli corekcikler cikti (esime gore kete) Ama ekstradan yag falan koymadim.Hamurdan parcalar koparip unla biraz acip harcini koydum ve rulo yaptim. Uzerine yumurta sarisi surup pisirdim. Peynirli de yapmistim daha once ama bizim favorimiz patatesli olani.
Denemek isteyene afiyet olsun efendim!
2014'te gorusmek uzere...

Thursday, December 26, 2013

Turk' un Emzikle Imtihani


Evet, uzunca bir ara oldu. Hesapta olmayan isler girdi araya. Memleketin civisi cikmis dedirten hadiseler ortaya cikti.Icimden bir sure yazmak gelmedi ne yalan soyleyeyim. Ortada daha karisik ve onemli meseleler varken burda kendimce sorunlarimi veya tariflerimi yazmak garip geldi bana.
Ama sonra dusundum ki bu benim gunlugum. Istedigim konuyu da yazarim.Nokta...
Yine de konuya gecmeden iki cift lafim var. Allah' in adaleti sasmaz. Burda veya diger trafata hepimiz yaptiklarimizin hesabini verecegiz. Bir ulkenin yonetim kademesindeki insanlarin daha hassas olmasini beklerdim. Cunku yapacaklari en ufak taviz milyonlarca insanin hakkina girmelerine neden olacak. Ben sahsen bu durumdan cok korkarim. Kalplerinde azicik Allah korkusu olan insanlarin bundan cekinmelerini beklerdim. Bakalim bizi daha nasil gunler bekliyor... Endiseliyim ulkem adina.

Diger taraftan kendi kucuk dunyamda neler oluyor derseniz; her tatilde olan sey bu yil da tekrarladi. Noel tatilinde hastalandim.Esim de hasta olunca ev revire dondu. Cok sukur ben cabuk atlattim ama esim hala toparlayamadi kendini. Tatilden birsey anlamadik sozun ozu.

Ise gitmeyip evden calistigim icin ve Noel tatilini de firsat bilip bizim ufakligi emzikten ayirma girisiminde bulunduk. Anne ve baba karar verdi gectigimiz Cumartesi. Baba, annenin onerisiyle bir tane emzigi kesti ve digerlerini bulunmamak uzere sakladi. Anne daha once blogcuanne.com'daki bir yazi uzerine hafizasina not etmisti bu yontemi.Sanki her cocuk ayniydi!

"Aaaa emmi broken, broken" diyen Yaya yarim da olsa aldi agzina ve daha bir baglandi sanki o gun. Biz de kararimizdan donmek yok dedik, onu da attik cope "emmi yok artik, gitmis emmi" dedik ertesi gun. Bizim evde emmi = amca degil tabi, emzik yerine kullanilan bir sozcuk. Kuzum 5 gun oldu ama hala unutmadi. Ozellikle uyuyacagi zaman cok ariyor, soruyor. En cok da resmen cocuk agit yakar gibi agliyor ve ben oylece dinliyorum, gecmesini bekliyorum o koyuyor insana. Bir anne olarak can acitan bir durummus gercekten. Ama onun yararina oldugu icin katlaniyorum. Hem cene yapisinin degismemesi icin doktoru da tavsiye etmisti. Bir de agzinda emzikle konusmaya baslamisti son gunlerle kuzum ki cenesi salyadan kizariyordu.
Oysaki sussun diye cocugun agzina ben tikmistim dogdugu zaman. Ustelik begendigi emzigi buluncaya kadar pek cok markayi da denemek durumunda kalmistim.Ne yalan soyliyeyim faydasini da gordum hani. Simdi de yalvar yakar biraktirmaya calisiyorum.
Durumlar boyle sayin okuyucu. Imtihan hala bitmedi. Ancak gun icinde o kadar sormuyor kuzum. Bunu da atlatacagiz hayirlisiyla insallah.

Monday, December 9, 2013

Bakkus Kurabiye




Internette resimlerini gorup seviyodum baykus kurabiyeleri. Amaannn cok ugrastirici vaktim yok benim deyip gecistiriyordum.Taki gecen Cumartesi gecesine kadar...
Aslinda soyle bir askam yasadim. Oglumu uyutup asagiya salona indigimde saat sadece 9.30 du ama ben hicbirsey yapmak istemiyordum. Hafif uyku modundaydim. Yillar sonra tekrar Turk dizisi takip etmeye basladim ve son bolumunu izlemedigim aklima geldi. Aramizda Kalsin'i buyuk keyifle izliyorum bu ara.Yani gulduruyor iste... Stres atiyorsun, uykunu kaciriyorsun vs. Binnur Kaya tek basina yeterli bana gore. Dizi bittiginde saat 11.30 du ve benim uykum kacmisti iste.Ne yapsam diye dusunurken ertesi sabah bir arkadasa kahvaltiya davetli oldugumuzu hatirlayip ogluna guzel bir surpriz olacagini dusundum baykus kurabiyelerin.
Ise koyuldugumda saat 12 olmustu bile. Oglum uyuyor, esim ders calisiyor benim de canim muzik dinlemek istiyordu bir yandan. Esim sagolsun bana kirmizi bir kulaklik almis:-) Rengine sasirmadiniz degil mi? Kablosuz kulaklik meger ne kolaylikmis. Taktim kulaklarima, actim sevgili Leman Sam'in en guzel sarkilarini kimseyi rahatsiz etmedim guzel guzel hamurumu yogurdum.Ohh sefam olsun :-)
Geyik bir yana hic de geregi yoktu ki diye dusunuyordum ama kocacim iyi dusunmus, pek bi begendim kirmiziyi.Hala konuya giremedigimin farkindayim.
Tarifi zeytinagaci.blogspot.com 'dan alip uyarladim. Vaktiniz olursa inceleyin derim. Bu zaman kadar buradan uyguladigim tariflerde hep basarili oldum. Pita ekmeginin tarifini de buradan bulmustum.Neyse onu baska bir zaman yazarim insallah. Sevgili Asli Hanim'in tarifinin yarisini uygulama calisirken bakin neler kullandim;

1 stick tereyag (yaklasik 113 gr)
1 yumurta
1 cay bardagindan 1 parmak eksik pudra sekeri
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldigi kadar un (2-3 cay bardagi)
* orjinal tarifta kakao da vardi ama ben kullanmadim.

Gozleri icin cikolata damlalari (32 adet)
Burun icin badem (16 adet)
* orjinalinde kabuklu badem vardi ama evde kabuksuz badem olunca ben de onu kullandim.

Un haric tum malzemeler karistirilip yavas yavas unu ekleyip guzelce yumusak bir hamur yoguruyoruz.Mikserimde degil elde yogurdum bu hamuru.Tezgahin uzerinde merdane ile hamurumuzu aciyoruz.(Kalinligi 3-4mm civari olsun) Cay bardaginin agzi ile yuvarlak parcalar elde ediyoruz. Aralarinda kalan hamurlardan minik toplar yapip goz yapiminda kullaniyoruz. Catalin ucu ile de cizik atip tepsiye yerlestiriyoruz. Kurdan kullanmak istege bagli. Belki cocugunuz lolipop misali elinde tutup yemek ister:)
Onceden isitilmis firinda (350 F) 15 dakikayi gecmeyecek sekilde pisiriyoruz.
Bu malzemelerle 16 adet baykus kurabiye cikiyor.
Sunlarin sirinligune bakin lutfen:-)


Biz tadini cok begendik. Sevgili Deniz de pek bi begendi soylemesi ayip :) Mission completed yani! Ayrica bizim ufaklik da bir tanesini tirtikladi ki bu Kayra testini gectigimi gosterir. Bu benim icin cok onemli sevgili dostlar. Oglum bir seyi begendiyse onu gercekten guzel yapmisim demektir. Bu yasta hassas bir burnu ve tat alma becerisi var.
Saat 1 itibariyle hala calisan kocaya da glikoz takviyesi yapmak gerek degil mi? Bu da onun icindi.Afiyetle!

Wednesday, December 4, 2013

Scone versem yer misiniz?



Bana gore "scone" un Turkce karsiligi corek degil.O yuzden Ingilizce yazacagim kusura bakmayin. 
En azindan bu tarif tatli oldugundan corek demek icimden gelmiyor.
Hatirliyorum da ilk scone u bundan yillar yillar once Ingiltere'de yemistim. Ohhh bol tereyegli ve peynirliydi.Ona corek diyebilirim iste.Sicak sicak cayin yaninda cok guzel gitmisti. Tabi sonra unutmusum onu.
Ta ki Starbucks' taki yabanmersinli scone larin kahve ile ne guzel ikili oldugunu fark edinceye kadar... Ben uzunca bir sure kocaman scone lara hic de azimsanmayacak para odedim:( Hem de kac kalori oldugunu bile bile yiyordum. Bir ay kadar once zahmet edip de tarifine bakayim dedim. Internette pek cok tarif var.Kimi yumurta kullanmis kimi kullanmamis.Ben en basitini, en az malzemeki olanini sectim :) Istedigim tarifi foodnetwork.com'da buldum. Ancak kendimce eklemeler yaptim. Oradaki tarife gore icine cok az seker koyup uzerine ekstra pudra sekeri, tereyagi ve limon suyu ile sos yapiyorsun. Basit olan guzel olandir mantigindan yola cikarak bana gore gayet lezzetli bir scone tarifim oldu. Bu ara yaban mersinleri oldukca pahali o yuzden taze meyve ile yapmadim henuz. Kilerdeki kuru meyveleri bitiriyorum bu tarifle. Kuru nar, kuru uzum ve cikolata parcalari su ana kadar kullandiklarim.Malzemelerimiz soyle;

2 cup + tezgaha serpmek icin biraz daha un
5 yemek kasigi seker
5 yemek kasigi (70 gr. civari) tereyag
1 paket kabartma tozu
1 cay kasigi tuz
1 cup + biraz da uzerlerine surmek icin sivi krema
1 cup yaban mersini veya 1/2 cup kuru meyve

Oncelikle kuru malzemeleri bir kapta guzelce karistiralim. Unumuz havalansin. Soguk tereyagini kup kup dograyip ilave edelim. Una iyice karismasini saglayalim. Puf noktasi sanirim burasi. Tereyaginin una iyice yedirilmesi gerek.Taze veya kuru meyveyi de ilave edip una karistiralim.En son kremayi ekleyip kuru yer kalmayincaya dek karistiralim.Oyle diger kurabiye hamurlari gibi yogurmak gerekmiyor.Bir iki dakika karistirmak yeterli.Yumusak, biraz ele yapisan bir hamur oluyor.Hafif unlanmis tezgaha koyup sekil vermek icin elimizle uzerine bastiriyoruz. Isterseniz dikdortgen prizma yapip bicakla ucgen seklinde kesebilirsiniz. Ya da benim gibi kurabiye kaliplariyla yuvarlak sekil verebilirsiniz. Uzerlerine yumurta sarisi surer gibi krema surup onceden isitilmis (400 F) firinda yaklasik 20-25 dk. pisiriyoruz.
Yine ayni seyi yazacagim, firindan firina fark edebilir en iyisi kontrol edip kurdan testi yapmak.

Sonuc ise kurabiye kadar sert degil ama kek kadar yumusak degil, cayi veya kahveyi tamamlayici guzel bir lezzet. Afiyet olsun efendim!


Tuesday, December 3, 2013

"Gunes Yine Dogacak"


...
 
"Gökyüzü içimizde,
dilimizde türküler.
Yürekleri coşturur,
bu deyişler, maniler.
Çekilen bunca emek,
ağlamak, gülümsemek,
amacımız hep aynı,
insana insan demek…
Ne din, ne dil ayırsın,
insanı birbirinden…
Sussun bütün silahlar,
susuversin aniden…
Haydi; eller birleşsin,
kardeşlik halayında…
Yürekler kenetlensin,
yarının şafağında…
Barışa halay dursun,
bütün kızlar, erkekler;
Doğu-Batı demeden,
kenetlensin bilekler…
Elini uzat bana,
güzel gün geri gelsin…
Barış sözcükleriyle,
bu dünya temizlensin…
Haydi; eller birleşsin,
kardeşlik halayında…
Yürekler kenetlensin,
yarının şafağında…
Kardeşliktir, barıştır;
insana yakışan şey…
Herkes kardeş olacak…
Güneş yine doğacak!"
 
Ne guzel dile getirmis Zulfu Livaneli... Yuregine, kalemine saglik.

Wednesday, November 27, 2013

Uyku Halleri

Aslinda kafamda yilin bu zamanlarini seviyorum. Insanlar tatile gidince yollar bos oluyor, trafik olmuyor.Sogugu, cilesi olsa da etrafi bembeyaz gormek guzel lay lay lom konu vardi ancak ve ancak baska bir durum galip geldi. Beni yaz beni yaz diye adeta cirpindi.

Pek cok ane babanin ortak sorunu oldugunu dusunuyorum bu konunun. Bizim hayatimiz da, uykumuz da Yaya ile birlikte degisti ve hala da degisiyor.Simdik bebeklik zamanlarini yazmayacagim. Sadece sunu soyleyeyim zor bir bebekti. Inatciydi ki hala da surer bu inadi.

Yaklasik 15 aydir kendi odasinda kendi yataginda uyuyor. Buyuyup kuvvetlendigi icin yataginin on kismini acmamiz gerekti aksi takdirde tarzancilik oynayacakti her gece. Ilk basta yapmiyordu ama son uc dort haftadir gecenin bir vakti (bazen 1, bazen 3 bazen de uykuya yenik dusup sabahin 6 sinda) yatagindan kalkip bizim yanimiza geliyor. Uyku halinde olan anne gozunu acip oglunu tekrar yatagina goturme fikrini hic sicak bulmuyor zira uyumama olasiligi var. Ertesi sabah ise gidecegi de dusunulurse yaptigi davranisa hak verilebilir. Yaya'yi alip ortalarina atiyor belki kendilerini uyuyor gorunce uykuya dalar diye. Gozunu acmis bir kere anneyi yataktan ittirip "nut" (noktali okuyun lutfen) getir diye ferman buyuruyor. Nedense bu gorev anneye yapisti. Hic babadan istenmiyor:(
Uykulu gozlerle asagiya inip sut isitilip getiriliyor pasaya. Emzigin de yakinlarda bir yerde olup olmadigi kontrol edildikten sonra gozler tekrar kapaniyor. Sonrasi mi?

Yaya sutunu icer, genelde baba biberonu ortaliktan kaldirir."Uyu oglum" der.Bizlerin yaninda olunca belki kendini daha rahat ve guvende hissediyor. Daha uzun saate kadar uyuyor.Oyle ki bazen ben onlari uyurken hazirlanip evden cikiyorum. Sunu da belirteyim ki yatakta bu durumdan en cok keyif alan yine Yaya.Surekli kipirdaniyor, babasinin yastigina goz koymus bir kere.Bazen kafa atiyor bazen sut atiyor babanin kafasina ve ne yapip edip yastigi ele geciriyor. Itiraf edeyim her an nereden tekme gelecek diye tedirgin uyumaktansa asagiya inip sut isitirim daha iyi :-) Nadir de olsa annenin yastigini da isteyebiliyor. Bu gece oyle oldu ornegin.Saat ucten sonrasi nasil uyudum bilmiyorum. Basim agriyordu sabah uyandigimda. Hayir yastik onun olsun, ben onsuz da yatabilirim ama cocuk dusecek diye kivriliyorum sonra her yerim agriyor.Yorganin altina girmiyor kendime cekemiyorum acikta yatiyorum.Soylenecek daha bi dolu sey bulabilirim bu konuda.
Ama sabah uyaninca mutlulukla gulumsemesi yetiyor iste!

Ne yapmak gerekiyor budurumda kararsiz kaliyorum. Onun duygusal gelisimi icin bu duruma bir sure daha katlanmak mi dogrudur yoksa aliskanlik haline gelmeden (belki coktan geldi de kendimi kandiriyorum) bizimle birkac saat bile olsa uyumasina izin vermemek mi. Sunu biliyorum ki zaman zaman yaptigi aliskanliklari oldu bu yasa dek. Bir ara gece asagiya inip oyuncaklariyla oynuyordu. Bir ara uykusunda bagiriyordu. Hepsi bir muddet devam etti sonrasinda da gecti.Doktoruna sormak gerek belki de ama burda maalesef TR'deki gibi doktorla direkt gorusemiyorsun telefonda. Once hemsireye derdini anlatiyorsun, o not aliyor sonrasinda doktor ariyor veya aramasina gerek kalmiyor.Bir dahaki kontrolumuze de daha aylar var. Durum boyle dostlar...Dertli anne modundayim yani:((

Hersey bir yana bugun yarim gun calisacagim soylemesi ayip sonraki 2 gun de tatil. Yine de seviyorum yilin bu zamanlarini. Insan mutlu olacak bisey bulabiliyor.

Bu yazi da resimsiz olmasin diye baskahramanin resmini koyayim.Kapiyi acma calismalarinda olan Yaya. Sonuc: elbette acabiliyor.Ustteki surguyu de sandalyesinin uzerine cikarak aciyor. Ne desem bilemedim ki!


Thursday, November 21, 2013

Ogluma...

Bu yazi biraz not niteliginde olacak. Ilerleyen yillarda geri donup okuyup hatirlamak icin. Artik hafizama guvenemiyorum :( Ne de olsa orta yasli olduk...
25.5 aylik oglumun her gun bizi sasirtan hareketi oluyor veya bisey soyluyor gulmekten yerlere yatirabiliyor. Keske dunyaya onun gozuyle bakabilsem daha cok! Bazen oyle duz mantik yurutuyor ki. Gecenlerde babasiyla arasinda gecen dialog su sekilde;

Baba: Oglum ismin ne senin?
Oglum: Yaya Ege (soy isim cok nadiren cikiyor)
Baba: Cok guzel, peki benim ismim ne?
Oglum: Baba Ege...

Anne ve baba koptu tabi sonrasinda :)

Tum gun kreste Ingilizce'ye maruz kaliyor yavrum sonra da bizimle Turkce konusuyor. En azindan biz bunun icin ugrasiyoruz. Bazi seyleri hem Ingilizce hem de Turkce tekrarliyoruz. Ogretmeni aslinda konustugu dilin Toddler English oldugunu soyluyor yani bizim de anlamakta gucluk cektigimiz bir dil bu. Bazen onu anlamak icin kendimi o kadar zorluyorum ki basima agrilar giriyor.Harfler cok guzel oturdu ama rakamlar bazen Turkce bazen de Ingilizce oluyor. Renklerin pek cogu Turkce, hayvanlarsa karisik maalesef:( Kitaplari karistirmayi resimleri hakkinda konusmayi cok seviyor masallah. Umarim bu sevgisi buyudugunde de devam eder. Kitapta eger birden fazla ayni hayvandan varsa mutlaka buyuk olan anne olur kucuk olan da Yaya. Soyle yani;
2 tane fil varsa buyuk olan anne fil, kucuk olan Yaya fil.3 tane varsa eger en buyugu baba fil oluyor.
Ama bu durum tavuk ve civcivde degisiyor. Ne hikmetse hep Yaya tavuk, anne civciv oluyor.

En sevdigi yemek; Matarna (makarna)
En sevdigi sebze bu ara; Brokokoli (brokoli)
Eger egleniyorsa soyledigi cumle; Cok kokomit (Cok komik yani)
En sevdigi icecek; Nut (sut) ve nus (su)
En sevdigi hayvansal gida; Yumurta
En sevdigi meyve; Uzum (ilkini noktali ikincisini noktasiz okuyun,Turkce klavyem olmadigi icin yazamiyorum)
En sevdigi cizgi kahraman; Susam Sokagi kahramanlariyla Thomas kapisir bu konuda sanirim.
En sevdigi oyun; Bu ara legolarla kuve(kule) yapmak ve dump (jump) elbetteki
En sevdigi oyuncak; Kresteki yesil kamyon
Ev sevdigi ev isi; Yaya cupuu ( elektrik supurgesi ile evi supurmek )

Sirf supurge calissin diye bilerek yiyecek dokebilir yere. Veya benim hemen anlayamadigim bir mantik kurmustu kendince yine.
Soyleki;
Susam Sokagi karakterlerinin yer aldigi kitabin arka sayfasinda kurabiye canavarinin bir elinde kurabiye diger elinde de kurabiye kavanozu vardir.Kavanozun icinde kurabiye oldugunu gostermek icin agzinin kenarina kurabiye resmini cizmisler. Benim duz mantik oglum da soyle yorum yapti;
"Cookie Monster kurabiye dokiii, Yaya cupuu" ( Kurabiye canavari kurabiyeleri dokuyormus, o da supurmek istiyor) Tabi bu kitap ne zaman eline gecerse supurme eylemi de yapiliyor bizim evde.

Bu 'En' listesi bitmez aslinda. Aklima geldikce bu sekilde not almaya calisacagim. Cok degil bir yil once yeni yeni yuruyebilen, merdivenleri cikmaya calisan bir bebekken simdi koltuklarin tepesinde gezen biri oldu. Anne babasinin konusmasini bolmeye bayiliyor bir de.Hatirliyorum da ilk kez ne zaman anne - baba diyecek diye suratina bakardik bir zamanlar:-) Zaman biz istesek de istemesek de bildigi hizda akip gidiyor. Geriye boyle hos anilar birakiyor cok sukur. Bu anilari unutmamak dilegiyle!

Wednesday, November 20, 2013

Kirmizi

Evet bu rengi seviyorum...
Mutfakta, arabada, kiyafette, bayrakta... Seviyorum huyum kurusun :-)
Daha onceki yazimda yazmistim arastirdigimizi veee dun itibariyle mutfagima tesrif etti kendisi.

Simdi burada amacim reklam yapmak veya hava atmak degil sadece mutlulugumu paylasmak...Allah isteyen herkese bundan fazlasiyla (aparatlariyla birlikte )nasip etsin.
Birkac yildir aklimdaydi ama esime bile soylememistim. Butceyi sarsacak bir fiyati var cunku. Ne zamandir da fiyat arastirmasi yapiyorduk. Macy's de cok cazip 2 gunluk kampayayi gorunce dun oglen esimle gidip aldik biz de.
4 yil oncesine kadar alisveriste kupon falan kullanmayan bir insandim. Zaten Turkiye'de kupon denince gazeteden kesilenler aklima geliyor.Itinayla biriktirip yemek takimi veya ansiklopedi aldik mi aldik zamaninda. Turkiye - Amerika kiyaslamasi da degil derdim.Ancak gozume carpan ve buradaki yasayis duzeninde gayet normal sayilan bazi seyler ulkemizde garip kaciyor.Eh buradaki duzenin gerektirdigi sekilde biz de yapiyoruz. Indirimi beklemek, kuponlari cantaya doldurup magazaya goturmek ve sonrasinda yuzsuzluk yaparak acaba bu da geciyor mu, bunu da deneyelim demek. Kendimi Boyner'de alisveris yaparken dusunuyorum (Beymen veya Network demedim haa) da boyle birsey sorsaniz kasadaki gorevli size nasil bakar...
Israfin onune gecelim, musriflik iyi degildir denilir ancak gittiginiz restoranda bitiremediginiz yemeginizi paket yaptirmak isteseniz kac tane garson size uzaydan gelmis edasiyla bakar veya bakmaz. Oysa burada o kadar olagan bisey ki. Isterseniz o artan yemegi yemeyin, alin ve sokak hayvanlariyla paylasin.Ama cope gitmesin. Sadece restorana gidince degil heryerde bu uygulama olabilir. Misafirlige gittiginize tabaginiza cok koyulmussa onu baska bir kaba alip yaninizda goturebilirsiniz. Boylelikle hem siz midenizi sisirip hazimsizlik cekmezsiniz hem de ev sahibi yemekleri yenilmedi diye uzulmez.
Kucuk seyler ancak uygulandiginda cok buyuk sonuclar getirebilir. Dogaya yeterince zarar veriyoruz zaten.  Bizlerin cevre konusunda gosterecegi hassasiyet cocuklarimiza ornek teskil edecektir. Onlar bizden daha sanssiz olabilirler. Kakaonun bile sunun surasinda kac yil omru kalmis.Yesil alan, su kaynaklari vs. orneklerini vermiyorum bile.Her zamanki gibi kirmizi ile baslayip hangi konuya geldim.

Benim cok sevdigim bir Rumeli turkusunu yazayim da size gunun geri kalan zamaninda dilinize dolansin :-) Hem de icinde kirmizi geciyor.

Kirmizi gulun ali var
Her gun aglasam yeri var
.....
Hatirladiniz degil mi ? O zaman size iyi soylemeler.

Susamli Citir


Bu citirlar az once universitede bugun yapilacak bir aktivitede sunulmak uzere teslim edildi. Elbette baska yiyecekler de olacak ulkemizi temsil eden, damak tadimizi baskalarina tanitacak. Umarim begenirler. Dun aksam yaptim bunlari.Ben bir tane yemis olabilirim :-) O da tadina bakmak icin...Hic bir kotu niyetim yoktu yani. Yazin yine bundan yapip is yerime getirdigimde cok begenilmisti. Ayrica tatli kurabiye de getirmistim beraberinde. Bunlar daha cabuk tukendi oyle diyeyim size :-)

Yurt disinda bu tur etkinlikler baska ulkelerden insanlara ulkemizi, kulturumuzu, kendimizi tanitmak icin cok guzel ortamlar olusturuyor. Elbetteki yemek kulturumuzu hak ettigi seviyeye ulastirmak icin de vesile. Turk mutfagi denilince insanlarin aklina ne geliyor acaba? Bize ozgu diye dusundugumuz pek cok yiyecek Turkiye sinirlari disnda Yunan mutfaginin diye biliniyor. Tabi cok detayli bilgim olmadigi icin kesinlikle bizimdir diye bir iddiam yok.Yuzyillarca bir arada yasamis toplumlarda elbette benzer yemek kulturu olusacaktir. Genelde bu tarz aciklama yapiyorum Amerikalilar'a. Yine de bazi seylerin isimleri ozellikle degistirilmis olabilir. Buna en guzel ornek Turk Kahvesi olacaktir. 2008 yilinda Atina'yi gorme firsatim olmustu. Rehberimizin anlattigina gore 1974 yilina kadar (Kibris Harekati'na kadar yani) Yunanistan'da da Turk Kahvesi diye anilip icilirmis ancak daha sonra bilincli bir sekilde ismi Greek Coffee olarak degistirilmis. Bizim kahvenin aynisinin tipkisi, bizzat denedim. Bunu ogrendikten sonra ortak yemeklere hep suphe ile yaklastim orasi ayri...

Ben susamli citirlarima geri doneyim en iyisi. Tarif aklimdan ama biliyorum ki en son Dr.Oetkar vanilya veya kabartma tozunun arkasindan okumustum. Ne zaman diye sormayin, hafizam o kadar guclu degil artik.
Neler kullandim;
1 stick tereyag
1 cay bardagi sivi yag
1 cay bardagi yogurt
1 yumurtanin sarisi icine beyazi disina
2 tatli kasigi seker
1 tatli kasigi mahlep
1 cay kasigi tuz
1 paket kabartma tozu
Aldigi kadar un (3-4 su bardagi)
Susam

Susam ve yumurta beyazi disindaki malzemeleri yogurup yumusak bir hamur yapiyoruz.Yeterince yagli oldugu icin ele falan yapismiyor. Kucuk parcalar koparip elimizde veya temiz bir yerde (tezgah,tahta vs.) yuvarlayip uclarini birlestiriyoruz. Once yumurtanin beyazina sonra da susama batirip tepsiye diziyoruz. 400F de yaklasik 20 dk. yeterli oldu ancak firindan firina bu sure degisebilir.Altini ve icini kontrol etmek icin kurdan testi yapabilirsiniz. Bu malzemelerden yaklasik 40 civari susamli citir cikti. Afiyet olsun!

Monday, November 18, 2013

Ay donumu :)

Surekli yazi ekleyemiyorum ama hic yoktan da iyidir degil mi? Bir ay olmus bile... Hala kafamda bir suru eklemek istedigim kisimlari var blogumun.

Ozellikle evde internet ihtiyacimi telefonumdan karsiliyorum. Oglumla veya evle ilgilenmekten vakit kalmiyor bana. Kisitli vaktimizi de mumkun oldugunca oglumla gecirmeye calisiyorum acikcasi.

Zaten evdeki elektronik cihazlarin kendisine ait oldugunu dusunen bir oglum var. Bilgisayar basina gecersem iki dakika sonra muhtemelen klavye onda olacaktir. En iyisi hic acmamak... 2 yasindaki cocugun gelisimi icin cok daha faydali oyunlar var bence.

Belki dogru belki de yanlis ama esimle ben oglumuzun uyanik oldugu saatlerde neredeyse hic televizyonu acmiyoruz. Bir onceki cumlemde yazdigim gibi cok daha degisik seyler yapabiliyoruz boylelikle. Aslinda bir bakima bana da iyi oldu. Onemli onemsiz herseyi izleme aliskanligim vardi onceden. Izlemesem bile televizyon hep acik dururdu. Simdi artik oglum uyuduktan sonra nadiren aciyorum. En fazla bir saat izliyorum.Onun yerine baska islerle ugrasiyorum. Belki elestirilebilir ama ben bunu basari olarak goruyorum.

Konudan daha fazla nasil uzaklasilabilirdi bilemiyorum ama ay donumum serefine ve Muharrem ayi bitmeden asagida gecen Persembe gecesi ilk kez tek basima yaptigim asure tarifini bulabilirsiniz.

Tarif annem olsa soyle yapardi, sunu da koyardi diyerek dogaclama oldu. Gecenin bir yarisi oldugu icin telefonla arayip teyit de edemedim. Ama gerek rengi gerek de tadi olarak bana annecigimin asuresini andirdi. Bence cikis amaci itibariyle de asure yaparken tek bir tarife bagli kalmamali insan. Herkesin damak tadina gore kendi tarifi olabilir.

Neler kullandigima gelince;

1 bardak asurelik bugday (haslanmis)
1 bardak nohut (haslanmis)
1 bardak kuru fasulye (haslanmis)
1.5 bardak seker
1 tatli kasigi bal
1 tutam pirinc
1 tutam corek otu
1 tutam susam
1 tutam keten tohumu
1 adet tarcin cubugu
1 kucuk elma
1/2 portakal kabugu 
1/2 limon kabugu
12 adet kuru kayisi
6 adet incir
1/2 bardak kuru uzum
1 tatli kasigi karanfil

Suslemek icin;
Kavrulmus fistik
Cam fistigi
Antep fistigi
Findik
Ceviz
Toz tarcin
Nar

Buyukce bir tencereye 2.5 litre civari su koyup kaynamaya alalim. Bugday, nohut ve fasulyeyi ilave edip 10 dakika karistirarak pisirelim. Pisme surelerini dikkate alarak diger malzemeleri icine ekleyelim. Ben dayanamayip icine ceviz ve kabuksuz badem de koydum. Ben asureyi biraz daha koyu renkli seviyorum onun icin. Incir ve kuru uzumu onceden10-15 dakika sicak suda bekletmekte fayda var. Cubuk tarcin asure pistikten sonra icinden alinacak. Seker en son ilave edilecek. Siz malzemeleri ilave ettikce ve tencere kaynadikca asuremiz koyulasiyor. Sekerden sonra 5 dakika daha kaynatip altini kapatiyoruz. Ister ilik isterse soguk olarak kaselere koyup susluyoruz. Allah kabul etsin ve afiyet sifa olsun!

Monday, November 11, 2013

Patatesli Pogaca tarifi ve son gunlerde neler yasanilmis...


Ay sonlari iste en cok yogun oldugum zamanlardir. Finans departmanlarinin maalesef kaderi boyledir. Ornegin herkes yil basini iple ceker ancak ben o kadar da heyecanlanmam. Ay sonu stresine bir de yil sonu kapanisi eklenir cunku :( Yaklasmakta olan sukran gunu icin herkes pek heyecanli ancak bu yil 28-29 Kasim'da kutlanacak.Her ne kadar ise gelmeyecek olsam da biliyorum ki evden calismam gerekecek cunku Pazartesi gunu yeni bir ay basliyor... Madem bu kadar dertlisin neden degistirmiyorsun diye sorabilirsiniz ama iste hem soylenirim hem de severim, huyum kurusun ;-))

Ekim kapanisini atlattik cok sukur. Aylardir merakla bekledigimiz sevgili arkadasimin ikinci bebegi dunyaya geldi gecen Cumartesi. Hem de teyzesini dinledi minik kuzu (ben oluyorum burada teyze) ve Cumartesi sabahi merhaba demek istemis dunyaya. Baska bir eyelette olmalarina karsin biz de hemen toparlanip gormeye gittik. Bir gece kalip dun aksam uzeri geri donduk. Baska eyalet dediysem de cok uzak degil, 2 saatlik uzaktalar. Rabbim huzurlu saglikli omurler versin kuzuya ve ablasina. Oglumdan alti ay buyuk ve abla oldu H. Bir gece de olsa iki cocugumuz olursa hayat nasil olur denemesi yaptik esimle. Anne baba hastanede olunca H. bizimle birlikte kaldi. Sonuc olarak biz zorlandik, yorulduk. Henuz hazir olmadigimizi hissettik :-)

Gectigimiz Cuma aksami ise birkac gun sonra bu sehirden gidecek baska bir arkadasimiza veda etmek icin bir araya geldik. Eski komsularim birer birer gidiyor bu sehirden. Ben pek bir aglamakli oldum. Gun gectikce anneme daha cok benziyorum. Bu cumle pek cok kadin tarafindan kuruluyor biliyorum. Eskiden annemin gozunun hemen sulandigini gorup " Allah Allah ne var ki simdi hemen aglayacak" diye dusunurdum.Genclik iste... Umarim yeni sehirlerinde mutlu olurlar, Allah yollarini acik etsin. Yapabilenler yiyecek birseyler hazirlayip getirdi Cuma aksami. Burada "potluck" diye geciyor. Herkes bir cesit hazirlayip getiriyor ki bir kisinin uzerine kalmasin, cok yuk olmasin. Ortaya da masa dolusu yiyecek cikiyor. Imece usulu diyelim biz.
Ben patatesli pogaca yapip goturmustum onun tarifini vermek istiyorum. Pek cok yemek blogunda bu tarife cok benzeyen tarifler mevcut. Herkes kendine gore bir tarif belirleyip ekleme cikarma yapip sonuclandiriyor. Mayali tariflerden uzun sure uzak kalmistim ama cok lezzetli oldugu icin ve yapildigi gun posetlenip buzluga konulabildiginden genelde yapiyorum. Bir de oglum pogacayi hele de sade pogacayi cok seviyor. Ekmek makinasinin hamurunu begenmedigimden elimde yoguruyorum ben. (ukalalik yapiyorum belki de ama napiim) Esim soz verdi Kitchen Aid in kirmizi mikserini alacak bana insallah. Bu donemdeki indirimlerini takipte kendisi. Alinca onda yogururum artik :)

Benim tarifim su sekilde;

1 cup ilik sut
1 cup ilik s
1 cup sivi yag
1 tatli kasigi tuz
2 tatli kasigi toz maya
2 temek kasigi seker 
2 yumurta ( 1inin sarisi uzerine)
5-5.50 bardak un

bu tarifle sade, peynirli, patatesli, kiymali pogaca yapilabilir.
Once ilik sut, su, maya ve sekeri agzi kapali bir kapta 15 dakika bekletiyorum. Yogurma kabina 5 bardak unu ve tuzu koyup karistiriyorum. Kabaran mayali sivi karisimi ekleyip soyle bir ceviriyorum ve sivi yag ile yumurtalari da ekleyerek 10 dakika kadar yoguruyorum.Ele yapismayan yumusacik bir hamur oluyor.

Patatesli harci icin;

4 adet orta boy patates
1 adet sogan
2 yemek kasigi sivi yag
2 yemek kasigi salca (domates veya biber)
1/2 cay bardagi su
Tuz, karabiber

kullandim.
Patatesleri soyup rendeledim.Sogani kucuk kucuk dogradim. Tencerede sivi yag ile 2-3 dakika kavurdum sonrasinda salcasini ilave ettim.Biraz daha kavurup yarim bardak su ekledim.Altini kisip 5 dakika veya suyunu cekene kadar pisirdim.Sonrasinda da baharatlarini ilave edip karistirdim ve ilimasi icin tabaga aldim.Haslayip ezmekten daha basit geldi bana.

Calisan bayanlar icin hafta ici mayali pogaca yapmak zor olabiliyor. Cunku bekleme suresi gerektiren tarifler bunlar. Ancak ben hamuru bir gece oncesinden yogurup strec filme sararak buzdolabina koyuyorum. Kullanmadan 2-3 saat once dolaptan cikmasi gerekiyor ki burada esim devreye giriyor.Ben isteyken o cikariyor, ben de eve gelir gelmez hamuru oda sicakligina gelmis buluyorum.
Eger vaktiniz varsa hamur yogrulduktan 30 -40 dakika sonrasi sekil vermeye baslayabiliyorsunuz.

Genellikle yuvarlak yaparim ama bu kez degisik olsun istedim. Hamurdan portakal buyuklugunde koparip merdane ile tabak buyuklugunde acip arasina harcini kaydum ve rulo seklinde sardim.Sonrasi size kalmis, ne kadar uzunlukta isterseniz oyle kesip tepsiye dizebilirsiniz. Yuvaklak olarak yaptigimda 30 kadar pogaca cikiyor bu hamurla. Uzerine birkac damla sut ilave edilmis yumurta sarisi surup 400 F da uzerleri kizarincaya kadar pisirdim. Uzerine susan, corek otu vs. koymak size kalmis.Yemeyen arkadaslar oldugu icin bu kez koymadim.
Firindan cikardiktan sonra pogacalari baska bir kaba alip uzerini mutfak havlusuyla orterim ki yumusakligini kaybetmesin. Puf puf ve yumusacik pogacaya hayir diyebilir misiniz? Ben en az bir tane yerim dogrusu.
Kilonuza eger dikkat etmeniz gerekiyorsa bunlari yapip evden cikaracaksiniz ki baskalari yesin :-) 1 tane tadina baktiginizi dusunuyorum. Sabah yapip yedikten sonra gun icinde yakmaya calisin. Misafir geleceginde yapin ki yenilen yenilsin, kalanlar da buzluga girsin.
Benden tavsiyeler bu kadar!
Afiyet olsun efendim ( bu arada oglum efendim demeyi ogrenmis, bizi gecen aksam cok sasirtti, ismini soyleyince babasi, birden ifendimmmm diye cevap verdi)
Saglicakla kalin.

Tuesday, October 29, 2013

90. Yas



Cocuklugumdaki cosku olmasa da yine de binlerce kilometre uzakta sabahtan bu yana dilimde kac yasinda ogrendigimi hatirlayamadigim bir sarki;

Cumhuriyet, cumhuriyet, en güzel şey hürriyet
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!
Gazimin sen en büyük yadigarısın bana
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!
....

Iyiki varsin Cumhuriyet! daha nice doksan yillar dilegiyle... Kiymetinin daha iyi anlasilmasi umidiyle!

Selam olsun anayurda,
Selam olsun bugunu bayram gorup kutlayan guzel insanlara,
Selam olsun canlarini bu vatan icin feda eden atalarimiza,
Selam sana ey buyuk Ataturk!

ve tesekkurler...

Friday, October 25, 2013

Gecen Yildan Bugune...


Bu yazida biraz kendimden bahsedecegim. Su son bir yilda nasil bir degisim gecirdim. Hem paylasmak hem de bilgi vermek istedim. Belli mi olur dunyanin bir yerinde benim gibi durumda olan bir kisiye umut olabilirim belki :-)

http://mevsimlerdenroma.blogspot.com/2013/03/sevcanin-alyansi-yeniden-parmaginda-cok.html yazida da maceramin bi kismini okuyabilirsiniz aslinda. Amerika'ya geldigimiz ilk bir yil icinde 10 kilo almistim. Cok abartmiyordum yemeyi aslinda.Ancak dengeli yemiyordum orasi kesin. Bir de meraktan ilk zamanlar hazir gidalara (processed food) fazla dusmustuk sanirim. Bir de tabi uzak kalinca degerini,lezzetini daha bir anladigimiz hamur islerinin payi da var.
Sonrasinda hamilelik doneminde de kilolar fazlasiyla birikti.Dogumdan sonra umit ettigim kadar veremedim.Oglum her ne kadar aktif bir bebek olsa da, gitmiyordu bir turlu. Simdi eski fotograflara bakiyorum da hicbirinde kendimi begenmiyorum haliyle. Zaten 1.60cm boya 72-74 kg biraz fazla duruyor.

Internette bir sekilde Mevsimlerden Roma bloguyla karsilastim gecen yil Aralik ayinda. Mehtap Hanim'in kaleminin gucune hayran kaldim. Kendisinin tip doktoru olmasi ve soylediklerinin bana cok mantikli gelmesi motive etti beni. Denemekten ne cikar ki dedim. Hem oyle verdigi listeler cok agir degildi,pek cok alternatif bulunuyordu,kendime gore duzenleyebilirim dedim. Hayatima genellikle ihmal ettigim sporu da kattim.Benim icin en uygun zaman haftaici oglenleri ve firsat bulabilirsem aksamlariydi. Gunde yarim saat yurumenin insan vucuduna nasil fayda saglayacagini ilk 3 aydan sonra gozlerimle gordum. Ben tek basima ilk listeyi uygularken her sabah Mehtap Hanim'in blogunda yeni yazi var mi diye de bakiyordum. Artik benim sansima 2013'un Ocak ayinda yeni bir sinifla tekrar baslayacaklarini bildiriyordu. Ilk iki haftada 2 kilo civari verince ben zaten iyice motive olmustum ve hic dusunmeden kaydoldum. Tabi sinif dediysek birbirimizi gormeden etmeden, karsilikli guvene dayali bir olusum.Ve sagolsun sevgili Mehtap Hanim herhangi bir ucret vs. talebi olmaksizin bilgilerini bizimle paylasiyor, tum yogunluguna ragmen bizim sorularimizi cevaplamaya calisiyor ve bizim gidisatimizi kontrol etmeye calisiyordu. Bu sayede birbirimizi gormeden arkadas olduk siniftaki diger uyelerle.Garip geliyor belki de ama ortak bir hedefimiz vardi hepimizin.Zaman zaman birbirimizi motive ediyor, uzuntulerimizi sevinclerimizi hep birlikte paylasir olduk bu sinif sayesinde.

12 Aralik'tan bu yana toplamda 16 kilo verdim ben.Mayis ayindan beri de kilomu korumaya calisiyorum. Donem donem 1 kilo alip azicik dikkat ederek onu hemen veriyorum. Simdiden kesin konusmamak gerek ancak sanirim ben artik Mehtap Hanim sayesinde dogru beslenmeyi ogrendim. Cunku biz diyet yapmadik onunla, saglikli beslenmeyi,ogunleri cesitlendirmeyi, almamiz gereken kalorileri dogru zamanda dogru yiyeceklerle nasil alacagimizi ogrendik. Benim icin 16 kilodan ziyade bunu ogrenmek daha faydali oldu. Aklima hemen unlu Cin siiri geliyor ". .. balik verirsen bir kez doyar karni.Ogretirsen balik tutmayi hep doyar karni..." Biz de Mehtap Hanim sayesinde balik tutmayi ogrendik ki kendi basimiza vucudumuza soz gecirebilelim.

3-4 beden kuculdum 6 ay gibi kisa bir surede. Artik eski kiyafetlerimin(4-5 yil onceki) bir kismi bol geliyor, kemerle idare ediyorum simdilik. XS giymek mutlu ediyor. Ama biliyorum ki sifir beden olmak istemiyorum o yuzden bundan sonrasi kilomu koruma ve saglikli beslenme olarak devam edecek.Mutfagimda gayet sagliksiz (tatli, hamurisi vs.. yoksa hazir yemeklerden hala uzak kalmaya calisiyorum)yemekler de pisiyor.Ancak bunlar nadiren oluyor veya cok kisi tarafindan tuketiliyor veya pisip evden disari goturuluyor. Zeytinyagi en hizli biten yag bizim mutfakta.Ancak tereyag ve aycicek yag da tuketiliyor kontrollu bir sekilde. Mevsimine gore sebze yemekleri her zaman soframizin bas taci. Sicacik corba icmeyi ailecek cok seviyoruz. Et-balik turunu kizartmadan firinda daha saglikli ve daha pratik bicimde pisirip yiyoruz. Salatalara sirke, limon ve nar eksisi daha cok ugruyor artik.Zeytinyagi ise azicik kendini gosterip kaciyor hemen. Bunun gibi ufak tefek onlemlerle gunluk kalori aliminizi azaltabilirsiniz. Eminim faydasini goreceksiniz. Ben gordum, goruyorum. Eger vakit bulursaniz mevsimlerdenroma.blogspot.com 'a bir ugrayip okuyun derim.Pisman olmazsiniz. Demedi demeyin...
Sevgilerimle
Ha bir de bugun Cuma degil mi? Oley! Iyi haftasonlari o zaman :)

Saturday, October 19, 2013

Hazir Yufka Ile Baklava




Yufka acmayi unutmusum artik ben. Cocuklugumda daha guzel buyutebiliyordum yufkalari. Artik yemek tabagindan oteye gitmiyor buyuklugu. Ne olmus olabilir sebebi?? Annemin oklavasinin sihri mi vardi acep ?? Benimki bavula sigsin diye pek bi minik. Ama baklavayi sararken pek guzel ise yaradi.
Yufka acamiyoruz diye boyle guzel tatlardan mahrum kalmiyoruz elbette. Parayi basip hazir baklavalik yufka aliyoruz. (Phyllo Dough) diye marketlerin buzdolabi reyonlarinda bulabiliyoruz Amerika'da. 4 numara diye geciyormus ama uzerinde nerde yaziyor inanin henuz bulamadim.
Bir kutusunun icinde 2 ayri poset oluyor.Bu da demek ki bizim tarifimiz 2 tepsi icin. Orantili bicimde arttirip azaltabilirsiniz. Evinizdeki dikdortgen tepsi ( 9" - 13" veya 10"-14") ideal olculer baklavayi koymak icin.
Yardim aldigim kaynak you tube 'da "Baklava rolls- Easier than makin squares" acip izleyebilirsiniz.
Ufak oynamalar da yaptim kendi capimda :)

Ise serbeti hazirlayarak baslayalim;
2 + 1/2 cup su (1 cup = 250ml)
3 cup seker
1 yemek kasigi limon suyu

Sekeri suya karistirarak iyice yedirelim kaynama basladiktan sonra altini iyice kisalim.
Limon suyunu ilave edip 2 dakika daha kaynatip ocagin altini kapatalim.
Serbetin soguga yakin olmasi gerekiyor.

Baklava icin;
1 paket hazir pyhllo dough
3 stick tereyag ( 1 stick = 113 gr.)
2 cup ceviz/antep fistigi

Gereken diger malzemeler;
Oklava
Yagi surmek icin firca
Dikdortgen tepsi
Kesmek icin bicak

Yapilisi;
Tereyagini bir kapta yakmadan eritelim. Uzerinde beyaz kopuk olustuysa onlari kasikla ayiralim.
Dograyicida ceviz / fistik artik neyi tercih ederseniz guzelce parcalayalim.Firca ile kullanacagimiz tepsiyi yagladiktan sonra baklava paketini acalim. Benim kullandigimda 1 paketinde 22 tane yufka cikti.11 sira da tepsiye gayet guzel yetiyor.
Dikdortgen seklindeki yufkamizi hemen yagliyoruz kurutmadan ve uzerine cok az ic harci serpistiriyoruz..Cok koyunca sarilirken yirtilabiliyor.Fistik cevize gore daha kolay sarildi.(2 tepsi fistikli,1 tepsi de cevizli yapmistim da ordan biliyorum) Oklavayi uzunlamasina yufkanin uzerine koyup yufkayi sariyoruz.Hemen ikinci yufkayi yaglayip oklavaya tekrar sariyoruz.Iki yufkayi sardiktan sonra her iki tarafindan ortaya dogru buzusturup oklavayi bir kenarindan cekerek tepsiye enine dogru koyuyoruz.Tum paketi bu sekilde bitirip artan yagi sarmalarin uzerine suruyoruz.
Azicik isinmis 350F da uzeri pembelesinceye kadar pisiriyoruz. Tam sure vermek istemiyorum, firinin cesidine gore degisir ancak yaklasik 30 dk civari diyelim.Ben firinin isigini aciyorum ki kapisini acmadan kizarip kizarmadiklarini anlayayim.
Pisen baklavalari firindan cikarip ilk sicakliklarinin gecmesini bekliyoruz (2-3 dk) Sivri uclu bir bicakla istedigimiz buyuklukte kesiyoruz.Sonrasinda da serbetini paylastiriyoruz. Eger benim gibi ic malzemeden de arttirdiysaniz onlari da uzerine dokup susluyoruz.
Uzeri acik bir sekilde disarida 4-5 saat bekletiyoruz ki citir citir olsun.Hemen uzeri ortulurse yumusacik baklavaniz olur.
Bu kadar yazi gorsel olmadan pek anlam ifade etmiyor degil mi?


Gece vakti cep telefonuyla cekmistim, isik yetersiz kalmis.Ancak goruntusu size fikir verebilir diye dusunuyorum.
Denemenizi tavsiye ederim.Cok guzel geri donusumler aliyorsunuz :) Nazar degip tabak bile kirabiliyosunuz :-)

Afiyet olsun!


Friday, October 18, 2013

Mutlu Bayramlar!

Bayram bitti bile... Hele ki gurbette iseniz ilk gunu yasadiniz yasadiniz sonrasinda bayram oldugunu unutuyorsunuz bile.
Tum yillik izinlerimi kullanmama ragmen yuzsuzluk yapip mudurumden sabah icin izin istedim. Hayir demesi icin bir neden yoktu :-)
Cok fazla degildik ama birkac arkadasla birlikte bayram kahvaltisi yaptik. Iyiki de oyle oldu.Eslerimiz disinda baskalariyla da bayramlasma firsatimiz oldu sabah. Hepi topu 1-2 saat ama ben cok mutlu oldum. Kos kos ise gelseydim depresif bir gun gecirirdim, uzulurdum,mahsun olurdum ailemle konusurken. Belki bu yazdiklarimi bir gun okurlar :) Trafige aldirmayip geldiginiz icin cok tesekkur ederim sizlere.
Arkadasim sagolsun biraz eksik de olsa sofranin fotografini cekti.Benim aklima gelmiyor boyle zamanlarda.

Aksamdan hazirladigim hamurdan pita ekmegi yaptim sicak sicak kavurmayla guzel oldu bence.Ekmegin tarifini daha sonra verecegim insallah. Cok farkli birsey hazirlamadim zaten, digerleri normal kahvaltilik yiyecekler.Hafta ici olmasindan dolayi ve de gece 3 tepsi baklava yaptigimdan fazla cesit olamadi.
Tatli olarak cevizli baklava ve hafta sonu denedigim gul tatlisi vardi.
Ufakliklar kendi masalarinda biseyler yiyip oyuna daldilar hemen. Bu arada hemen notumuzu duselim, benim minik kuzum babasiyla ilk kez bayram namazina gitti Cami'ye. Onun sozleriyle "Yaya namas" yani K... camide namaz kilmis. 3 sozcuklu cumleler narin cikiyor agzindan.

Efendim bu vesile ile herkesin bayramini kutluyorum. Sevgilerimi gonderiyorum. Rabbim sevdiklerinizden ayirmasin, daha nice bayramlarda bir arada olmayi nasip etsin!

Ilk Yazi



HAYDI BASLAYALIM O ZAMAN

Eveeet, bismillah diyip basliyorum.
Epeydir aklimdaydin ama nedense cesaret edemiyordum. Ne olacaksa iste! Ama gunde takip ettigim yaklasik 10 kadar blog var. Ben de sozun uctugunu yazinin baki kaldigini dusunenlerdenim. Geriye donup okudugum da iyiki de yazmisim bak simdi hatirladim evet gercekten boyle olmustu,ben boyle hissetmistim diyebilmek istedim.
Hem ayrica yaptigim yemeklerin de tarifini burada toplamak istedim ki arsiv olsun. Amerika'da yasamak bazen sorunlu olabiliyor cunku caninizin istedigini her zaman bulamayabiliyorsunuz. Size uygun olmayabiliyor icerigi. Cok yakindan bir ornek vereyim hemen size; hazir baklava yufkasiyla baklava yapmak o kadar da guc degil. Ancak Turkiye'deki tarifleri baz alirsak ki ben bunu yasadim daha once citir citir baklavaniz olmayabiliyor. Buradaki yufkanin nisasta orani farkli diye dusunuyorum. Ayni sey kadayif icin de gecerli. Kurban bayrami icin baklava yapmaya karar verdigimde ozellikle yurt disinda yasayan kisilerin sitelerinden tarif bulmaya calistim ki sorun olmasin. Tahmin edebileceginiz uzere daha azdi. O yuzden blog yazma planimi hayata gecirmek istedim biran once. Benim gibi Turk yemegi yapmak isteyen ama malzemelerde sorun yasayanlara belki yardimci olabilir tariflerim :-)
Ha bi de 2 yasini yeni doldurmus bicir bir oglum var. Onunla yasadiklarimizi da yine buraya not almak istiyorum ki okumaya basladiginda ki sanirim bu cok uzun bir sure olamacak, ogrenebilsin neler hissedip yazdigimi. Masallah kuzuma artik harfleri taniyabiliyor (buyuk harfleri yalnizca) Hemen ilk not, dun aksam kresten eve donerken kosedeki Walgreens'in billboard unu okumaya calisti. W'yi tanidi. Healthcare'deki H'yi tanidi. Yani ilk harfleri buyuk oldugundan onlari soyledi yavrum benim. Ustelik ben bisey sormadi, kendi camdan bakarken fark etmis. Annesini ve babasini sasirtmayi seviyor oglum...

Bak gordun mu hemen olaylari anlatmaya koyuldum aslinda kendimden bahsedecektim degil mi? Iste ben konudan konuya gecen, bisey soylerken beyni coktaan bir sonraki adimi planlamaya baslayan bir ikizlerim. Severim burcumu...Haziran dogumluyum. TR'nin guneybatisinda dogup buyumus,cocuklugunu oynayip eglenerek gecirebilmis sansli birisiyim.Denizin yani basinda buyudugu icin su, mavi, yuzmek,balik,yakamoz vb. sozcuklerinin ayri bir yeri, ozlemi vardir.
Orta direkt ailenin ikinci kizidir ki evin en kucugu olma luksunu hep kullanmistir, kendinden kucuk kardes istememistir taki birkac yil oncesine kadar.

Liseyi soguk ve denizi olmayan bir sehirde yatili olarak okudugundan universitede Istanbul'dan baska bir sehir dusunmemis. Universite son sinifta calismaya baslamis. Okuldayken hic karsilasmadigi kocasini ortak arkadaslari vasitasiyla mezun olduktan cok sonra tanimis. Evlenir evlenmez isi gucu birakip 4 bavulla Amerika'ya gelmisler. Burada iyi kotu bir duzen kurmuslar. Ilk iki yil bol koprulu, nehirli bir sehirde yasayip sonraki yillarda orta batiya gelmisler. Tasindiktan 3 hafta sonra cekirdek ailelerine yeni biri katilmis. Es doktoraya basladigi icin dersler pek bir agirmis.Taze anne ogluyla birlikte 10 ay gecirmis evde. Ancak tekrar ise baslama zamani gelmis. Yeni bir sehirde yeni bir is teklifi almis. Minik kuzuyu da krese vermis.Ama anne ve babanin ici rahat cunku icleri isinmis oradaki ogretmenlere.Bir de kamera sistemi var kreste.Ogullarinin ne yapip ne ettigini internet uzerinden izleyebiliyorlarmis. Gel zaman git zaman guzel kuzu gecen hafta 2 yasini doldurmus. Hala ayni krese devam etmekte.Anne de hala ayni iste calismakta.Baba da hala doktoraya devam etmekte.

E canim, baslangic yazisi bu kadar da uzun olur mu?? daha da uzun olabilirdi :)